Geçen üç hafta boyunca, köydeki kardeşlerin ve yakınlarınla çokça vakit geçirdin. Frip'in yanında olması ise sana büyük bir huzur ve mutluluk verdi. İlk günlerden itibaren Ag ve Ae ile vakit geçirip onlara dövüş teknikleri öğretmeye devam ettin. Küçük yaşlarına rağmen, ikisi de öğrenmeye ve güçlerini geliştirmeye oldukça ilgiliydiler. Özellikle Ag, senin her hareketini dikkatle izleyerek kendini geliştirmeye çalışıyordu. Frip ise köyde geçirdiği bu süre zarfında aileni daha yakından tanıma fırsatı buldu. Kegu, çocukluğundan beri sana göz kulak olan eski dostların ve köyün yaşlıları ile birlikte zaman geçirdi. Köy halkının hikayelerini dinledi ve onların hayatlarına dokundu. Frip ile birlikte Jechi'nin etrafındaki köyleri ziyaret ettiniz; eski dostlarını ve tanıdıklarını gördün, geçmişin anılarını yeniden canlandırdın. Her ziyaret, hem senin hem de Frip’in kalplerinde sıcak ve huzur dolu anılar bıraktı.
Köyde hayat böyle huzurlu ve düzenli bir şekilde akarken, bir gece vakti evde Frip ile birlikte oturmuş, uzun bir günün ardından dinleniyorsunuz. Odada hafif bir ışık yanıyor ve dışarıdan gelen rüzgarın uğultusu camdan içeri doluyor. Frip yanında uyuklarken, kulaklarına hafif bir ses çalınıyor. İlk başta, rüzgarın çıkardığı sıradan bir ses gibi geliyor fakat zaman geçtikçe, bu sesin belirli bir ritimde ve düzenli bir şekilde tekrarladığını fark ediyorsun. Sanki birisi evin dışında, bir noktada ileri geri gidip geliyor. Kalbin hafifçe hızlanmaya başlıyor. İçine düşen bu garip huzursuzluk, seni yerinden kaldırmaya zorluyor. Ayaklarının ucunda yavaşça kapıya yöneliyorsun, adımlarını sessiz tutmaya dikkat ediyorsun. Frip’i rahatsız etmek istemiyorsun, onun huzurlu nefes alışverişleri odanın sessizliğinde yankılanıyor. Kapıya yaklaştığında, bu sesi daha net duymaya başlıyorsun. Çatırtılar ve hafif hışırtılar... Sanki bir şey ya da biri, evin etrafında dolaşıyor ve bazen de bir dala ya da yaprağa basıyor. Kapının koluna uzanırken, derin bir nefes alıyor ve kapıyı yavaşça açıyorsun.
Soğuk gece havası yüzüne çarparken, sessizlik ve karanlık seni karşılıyor. Gözlerin etrafı tararken, kulağına daha yakın gelen o sesin kaynağını bulmaya çalıştıyorsun. Ay ışığı, köyün etrafındaki ağaçların gölgelerini yere vuruyor, gölgeler, karanlığın içinde birer siluet gibi görünüyor. Bir an, hiçbir şey göremeyip, sadece gecenin sessizliğini ve rüzgarın hafif uğultusunu duyuyorsun. Ama sonra, tam da o an, bir yaprağın hışırtısı ve ağır bir adım sesi yankılanıyor. Kalbin güm güm atarken, gözlerini kısarak biraz daha ileriye bakıyorsun. Gölgeler arasında bir hareket fark ediyorsun. Gölgelerden bir tanesi, diğerlerinden biraz daha belirgin ve farklı. Gölgelerin içinden biri sana doğru yaklaşıyor ama sanki seni korkutmadan yaklaşmak istiyor gibi. İçindeki gerginlik arttıkça, ayaklarını yere daha sağlam basarak bekliyorsun. Yaklaşan figürün kim ya da ne olabileceğini tahmin etmeye çalışıyorsun ama gölgeler içinde seçmek zor oluyor.
Bir adım daha atıyor ve sonunda ay ışığına çıkıyor. Onu tanıdığın anda irkiliyorsun. Karşında duran kişi, Mavi Yıldız'ın lideri Elion. Gözleri doğrudan seninkilere kilitlenmiş durumda. Elion’un varlığı, karanlıkta bekleyen bir fırtına gibi hissettiriyor, ta ki o bekleyen fırtına bir sözüyle kesilene kadar.
"Beni özlemişsindir diye düşündüm."
Köyde hayat böyle huzurlu ve düzenli bir şekilde akarken, bir gece vakti evde Frip ile birlikte oturmuş, uzun bir günün ardından dinleniyorsunuz. Odada hafif bir ışık yanıyor ve dışarıdan gelen rüzgarın uğultusu camdan içeri doluyor. Frip yanında uyuklarken, kulaklarına hafif bir ses çalınıyor. İlk başta, rüzgarın çıkardığı sıradan bir ses gibi geliyor fakat zaman geçtikçe, bu sesin belirli bir ritimde ve düzenli bir şekilde tekrarladığını fark ediyorsun. Sanki birisi evin dışında, bir noktada ileri geri gidip geliyor. Kalbin hafifçe hızlanmaya başlıyor. İçine düşen bu garip huzursuzluk, seni yerinden kaldırmaya zorluyor. Ayaklarının ucunda yavaşça kapıya yöneliyorsun, adımlarını sessiz tutmaya dikkat ediyorsun. Frip’i rahatsız etmek istemiyorsun, onun huzurlu nefes alışverişleri odanın sessizliğinde yankılanıyor. Kapıya yaklaştığında, bu sesi daha net duymaya başlıyorsun. Çatırtılar ve hafif hışırtılar... Sanki bir şey ya da biri, evin etrafında dolaşıyor ve bazen de bir dala ya da yaprağa basıyor. Kapının koluna uzanırken, derin bir nefes alıyor ve kapıyı yavaşça açıyorsun.
Soğuk gece havası yüzüne çarparken, sessizlik ve karanlık seni karşılıyor. Gözlerin etrafı tararken, kulağına daha yakın gelen o sesin kaynağını bulmaya çalıştıyorsun. Ay ışığı, köyün etrafındaki ağaçların gölgelerini yere vuruyor, gölgeler, karanlığın içinde birer siluet gibi görünüyor. Bir an, hiçbir şey göremeyip, sadece gecenin sessizliğini ve rüzgarın hafif uğultusunu duyuyorsun. Ama sonra, tam da o an, bir yaprağın hışırtısı ve ağır bir adım sesi yankılanıyor. Kalbin güm güm atarken, gözlerini kısarak biraz daha ileriye bakıyorsun. Gölgeler arasında bir hareket fark ediyorsun. Gölgelerden bir tanesi, diğerlerinden biraz daha belirgin ve farklı. Gölgelerin içinden biri sana doğru yaklaşıyor ama sanki seni korkutmadan yaklaşmak istiyor gibi. İçindeki gerginlik arttıkça, ayaklarını yere daha sağlam basarak bekliyorsun. Yaklaşan figürün kim ya da ne olabileceğini tahmin etmeye çalışıyorsun ama gölgeler içinde seçmek zor oluyor.
Bir adım daha atıyor ve sonunda ay ışığına çıkıyor. Onu tanıdığın anda irkiliyorsun. Karşında duran kişi, Mavi Yıldız'ın lideri Elion. Gözleri doğrudan seninkilere kilitlenmiş durumda. Elion’un varlığı, karanlıkta bekleyen bir fırtına gibi hissettiriyor, ta ki o bekleyen fırtına bir sözüyle kesilene kadar.
"Beni özlemişsindir diye düşündüm."
Off Topic
Pasiflik süresi 3 gündür. İyi RP'ler!