[Ae Libjetütcha] Uykusuz gecelerimin nedeni sensin Ika.
Posted: Sun May 15, 2022 7:31 am
Mabi’den dönerken her eşyamı iyi ki almışım yanıma. Zaten bir çantam ancak var. Rozetimi geri alınca ve babamla barışınca tekrar eve, odama döndüm. Burayı özleyeceğimi düşünmemiştim. Yatağımı özlemişim. Jechi’de yer yatağında yatıyorduk Mabi’yle. Kendi yatağım on kat iyi. Yattığımda her şey eskisi gibi rahattı ama Mabi yoktu yanımda. Mabi’yle sohbet ederek uyumak odamda yalnız başıma kalmaktan yüz kat iyi. Daha üç gün olmadı Mabi Gedhilfe’ye gideli, şimdiden dönsün istiyorum. Rozetimi aldığımı öğrenmesi gerekiyor, başkan yardımcısı olduğumu da ve mavi yıld- Oh... Ona Mavi Yıldız olayını anlatamam. Söylemeyeceğime söz verdim. Ben hayatımda hiçbir zaman paranoyak biri olmadım, ama kimseye de sonuna kadar güvendiğim olmamıştı Mabi’den önce. Mabi’ye hayatımı emanet edebilirim. Söyleyemeyecek olmak çok kötü ama beni anlayışla karşılacağına eminim örgüt olayını bir gün bir şekilde öğrendiğinde. Diğer şeyleri anlatan bir faks mı atsam? Gedhilfe’de nerede olduğunu bilmiyorum ki. Teşkilatı da böyle bir nedenle meşgul etmemeliyim. Üstelik Gedhilfe’nin bizden sır sakladığını öğrendim, Gedhilfe’ye benim hakkımda bilgi veren bir faks atma düşüncesi aşırı saçma. Buradan gitmeden önce Gedhilfe’den aldığım kupayı duvara atıp kırmıştım. Temizlememişler. Odama girilmesini sevmiyorum biliyorlar zaten. Şimdi işin yoksa temizle buraları. Odamı temizledim, güzelce duş aldım, eşyalarımı tek tek çıkarıp özlem giderdim. Üniformamı ütüleyip giydim, yeni rozetimi taktım ve kendimle gurur duyarak boy aynamın önünde yarım saatimi geçirdim. En sonunda da bana verilmiş olan “uçak” hakkındaki dosyayı çalışma masama açıp biraz okudum. Hakkındaki bir sürü hesaplamalar, hayal bile edemeyeceğim teknolojileri gördükçe bu çalışmanın ayık kafa ile yapılması gerektiğine karar verip dosyayı kapattım. Dolabıma gidip düzgünce katlanmış pantalonlarımın en altına ve en arka kısımlarına yerleştirdim dosyayı. Sonra da alt katta oturan babam ve anneme iyi geceler dileyip yattım. Uyumadan önce her zamanki gibi Ika'yı farklı şekillerde öldüreceğim düşünceler döndü kafamda. Sonunda yorgun düşüp uyuyakaldım.
Sabah kalktığımda kendimi tekrar Jechi’de sanıp “Mabi...” dedim. “Horoz ötmedi yine. Hadi kalk erkenden koşuya çık da kahvaltıya yetiş.” Gözlerimi araladığımda ne Jechi’deydim, ne yer yatağındaydım, ne de yanımda Mabi vardı. Bir anlık boşluk hissi ile durdum öylece. Yataktan kalkasım gelmedi. Şöyle 15 dakika yatakta durup hayatı sorguladıktan sonra kalktım ayağa. Her sabah yaptığım ritüellerim sonunda jilet gibi üniformamı da üstüme geçirip kelebek tarağımla saçlarımı arkaya taradım. Parfümümü sıkıp alt kata indim. Bizimkiler etrafta değildi. Bu yüzden mutfaktan bir elma alıp dışarı çıktım. Kapıdaki görevlilere selam verip bizim evden teşkilat binasına doğru yürümeye başladım. Bu yoldan az kalsın ağlayacak bir şekilde eve doğru ilerlemiştim en son. Dövülmüş, hapsedilmiş ve en dipteydim o zaman. Şimdi ise tam tersi bir durum vardı hayat çok garip. Param denkleşsin motorsiklet alacağım kendime. Şu yürümeler sona erecek. Yolda bitirdiğim elmanın kabuğunu çöpe attıktan sonra teşkilat binasına girdim. Giriştekilere selam verip kısa sohbetler yaptıktan sonra Ika’nın gelip gelmediğini soracağım. Onu bulduğumda da eğer Cumhurbaşkan’ının yanında değilse, yanında kim olursa olsun umrumda değil, bana yaptığı gibi kolumu omzuna atıp “Ika’m” hitabını kullanarak hal hatrını soracağım. Beni takip edip tehdit ettiği gün yaptığı gibi. Sonra da "Ah be güzelim." diyeceğim. "Bayadır görüşmedik. Sen hayırsızsın tabi arayıp sormazsın ama..." Sesimi alçaltıp kalınlaştıracağım burada. "Ben seni unutmadım hiç. Gel Ika'm. Gelecek planlarımızı konuşalım."
Sabah kalktığımda kendimi tekrar Jechi’de sanıp “Mabi...” dedim. “Horoz ötmedi yine. Hadi kalk erkenden koşuya çık da kahvaltıya yetiş.” Gözlerimi araladığımda ne Jechi’deydim, ne yer yatağındaydım, ne de yanımda Mabi vardı. Bir anlık boşluk hissi ile durdum öylece. Yataktan kalkasım gelmedi. Şöyle 15 dakika yatakta durup hayatı sorguladıktan sonra kalktım ayağa. Her sabah yaptığım ritüellerim sonunda jilet gibi üniformamı da üstüme geçirip kelebek tarağımla saçlarımı arkaya taradım. Parfümümü sıkıp alt kata indim. Bizimkiler etrafta değildi. Bu yüzden mutfaktan bir elma alıp dışarı çıktım. Kapıdaki görevlilere selam verip bizim evden teşkilat binasına doğru yürümeye başladım. Bu yoldan az kalsın ağlayacak bir şekilde eve doğru ilerlemiştim en son. Dövülmüş, hapsedilmiş ve en dipteydim o zaman. Şimdi ise tam tersi bir durum vardı hayat çok garip. Param denkleşsin motorsiklet alacağım kendime. Şu yürümeler sona erecek. Yolda bitirdiğim elmanın kabuğunu çöpe attıktan sonra teşkilat binasına girdim. Giriştekilere selam verip kısa sohbetler yaptıktan sonra Ika’nın gelip gelmediğini soracağım. Onu bulduğumda da eğer Cumhurbaşkan’ının yanında değilse, yanında kim olursa olsun umrumda değil, bana yaptığı gibi kolumu omzuna atıp “Ika’m” hitabını kullanarak hal hatrını soracağım. Beni takip edip tehdit ettiği gün yaptığı gibi. Sonra da "Ah be güzelim." diyeceğim. "Bayadır görüşmedik. Sen hayırsızsın tabi arayıp sormazsın ama..." Sesimi alçaltıp kalınlaştıracağım burada. "Ben seni unutmadım hiç. Gel Ika'm. Gelecek planlarımızı konuşalım."