Ne demek canım, E gang rise up.

E gang mi?
I DONT KNOW WHAT IT IS BUT I WANT IT

Vakalar da bir başlamak bilmedi yahu

Di mi?

Aranızda benim gibi Türk mitolojisine ve kültürüne merağı olan var mı bilmiyorum fakat hoşuma giden birkaç bilgiyi sizle paylaşmak istiyorum.

Bağdaş kurarak oturma eylemi Türkler tarafından icat edilmiştir. Türklerin kendilerine özgü bir mimarisi yok diye biliyorum fakat bir tane mimari özelliği vardır. Ateşin daima çadırın tam ortasında olmasıdır. Bunun sebebi Türklerdeki merkeziyetçilik anlayışının gündelik hayatta bile var olmasıdır. Ateşe büyük bir saygı duyuluyordu. Bu yüzden, en değerli konuma, merkeze kuruluyordu. Bir diğer sebebi ise ortada olduğunda her açıya eşit ısı yayabilmesidir. Özellikle iç anadolu bölgesinde gerçekleştirilen bir eylem vardır. Ağaca kurdele bağlamak. Bu eylem Şaman inancına dayanır. Dilek tutmak ve yaşam ağacı ile ilgili olduğundan. Gelinin kırmızı giymesi ve yüzüklere kırmızı ip bağlanıp kesilmesi Türk mitolojisine dayanır. Alkarası diye kötücül bir varlığın gelinlere ve bebeklere musallat olduğuna inanılırdı ve bu varlığın kırmızı giyindiği söylenirdi. Geline kırmızı giydirilerek ve kırmızı ip kesilerek koruma sağlandığı düşünülürdü. Kirli suyun üstünden geçmemek, pis yerlerden kaçınmak ve oralarda fazla durmamak, o tür yerlerde kötü varlıkların olduğuna inanmak Türk mitolojisine dayanır. Türk mitolojisinde kötücül ruhani varlıklara körmös denilirdi ve körmöslerin pis yerlerde yaşadığına inanılırdı. Gidenin arkasından su dökmek ve "Su gibi git, su gibi gel." demek Türk mitolojisine dayanmaktadır. Türkler ilk şaman inancını uygulayan millettir. Hatta birçok millet Türk şaman inancını uygulamıştır. Türk mitolojisinde kutsal gökyüzü ruhlarına, iyi kalpli ruhani varlıklara kuday denirdi. En bilindik şamanlar ak şaman ve kara şamandır. Ak şamanın görevi tanrılarla ve kudaylarla iletişime geçmektir. Kara şaman ise körmöslerle ilgilenirdi. Dünyanın en kaliteli türkologlarından biri olan Mircea Eliade'nin şuna benzer bir yorumu vardır. "Birçok insan kara şamanları ilk gördüğünde ve ilk defa onları öğrendiğinde onları kötü karakter olarak gördüler. Körmöslerle anlaşma yapan kişiler sandılar fakat bu yanlış bir bakış açısıydı. Aksine, kara şamanlar kimsenin bakmaya bile cesaret edemeyeceği kötücül varlıklara karşı göğüs geren koruyuculardı. Amaçları kendi insanlarını kötücül güçlere karşı korumaktı ve bunun için yeraltı tanrısı Erklig Han'ın karşısına bile çıkıyorlardı." Türkler tek tanrılı bir dine geçemeden önce bile bir bakıma tek tanrıya inanıyorlardı. Türk mitolojisinde yaratan ve her şeye söz geçiren sadece bir tanrı vardır. Bay Ülgen diye geçer ismi. Onun dışındaki bütün tanrılara büyük önem taşıyan kutsal varlıklar oldukları için tanrı sıfatı verilmiştir. Kısacası Türkler İslam'dan önce de tek bir yaratıcı olduğuna inanıyorlardı. Budizmin belki de en ünlü sembolü olan swastikada budist Türklerin parmağı vardır. Budizmde kullanılan çakra terimi Türkçedir. Zülfikâr adındaki çatal dilli kılıcın kökeni herkesin bildiğinin aksine İslam ile ilgili değildir. İslam'dan binlerce yıl önce Türkler tarafından dövülmüş bir kılıçtır ve resmi ismi koş kılıçtır. Ejder ağızlı kılıç ve çift kılıç olarak da geçer. Kılıcı diğerlerinden ayıran özelliği rakibin silahını araya denk getirerek kırmak veya elinden düşürmesini sağlamaktır.

Umuyorum başınızı ağrıtmamışımdır. Eğer hoşunuza giderse başka bir zaman devam ederim. Kalın sağlıcakla!

Gayet güzel bilgilerdi bunlar. Benim temel tasarım hocam türk mitoljisi öğretmeni aynı zamanda ve şamanların kadın olduklarından ve bildiklerini başka kadınlara öğretmek için günlerce yemek yemedikleri bir öğrenci seçme ritüelleri olduğunu ve birbirlerine bağlandıklarından bahsetmişti. Tam ayrıntıları doğru olmayabilir. (Fazla dinlemediydim)

Kutay gelse de bize biraz Umay Ana'yı anlatsa. Bu muhabbet gider böyle, okumaya bayılıyorum.

Flood yaparak bunu buraya atıyorum, 3. ay kutlu olsun.

Dusha'nın başına geçince benimle vakaya gitmeyen herkesi astıracağım