Hava değişikliği
Posted: Thu Sep 17, 2020 6:22 pm
P.S 40, 227. Gün
Eskisinden rahatsız hissediyorum kendimi. Keşke yapmasaydım diyorum. Keşke daha efektif bir şekilde yapsaydım. Kendimi de ailemi de kurtarsaydım. Kendimi öldürmeyi bile becerememiştim. Kendime olan saygım 0'a inmişti. Ailemden ilk defa bu kadar ilgi görüyordum ve çok rahatsız edici hissetmiştim. Hiç alışık olduğum bir durum değildi ve normal yaşantımı etkiliyordu. Üstelik hareketleri yapmacık geliyordu. Sanki ilgilenmiş gibi davranıyorlardı ama çok kötülerdi bu rolde. Üstelik... İçten içe bana acıdıklarını düşünüyordum.
Aynamın önünde bileklerimdeki yaralar gözükmesin diye bileklik bağlıyordum kollarıma. Odam hiç olmadığı kadar tertipliydi. Yanımda oldukça düzenli bir bavul, içinde eşyalarım vardı. Bir süre evden uzaklaşacaktım. Ailem buna "hava değişikliği" dese de, bence sadece aylardır bana dikkat etmekten sıkılmışlardı. İşlerine geri dönmek istiyorlardı. Beni de yalnız bırakamıyorlardı çünkü her an kendi canıma kıyabilirdim. Psikoloğa gidiyordum. Tüm seans boyunca boş boş oturuyorduk odada. Bazen sorular soruyordu. Cevaplamayı reddedince tekrar susuyorduk adamla. Bu şekilde kolay para kazanıyordu adam. Sorun edeceğini sanmıyorum.
"Boook! Hadi araba bekliyor!"
Babamın sesini duydum aşağıdan. İki koluma da 3'ten fazla bileklik takmıştım yaraları saklamak için. Fazla acele etmeden bavulumu kapattım. Alacağım her şeyi almış, 1 saattir aklıma alınacak başka eşya gelir diye açık tutuyordum kapağını. Bavulu alıp odadan dışarı çıktım. Çıkmadan önce de içeriye bakıp onuncu kez alacak başka bir eşyam var mı diye kontrol ettim. Emin olduktan sonra çektim kapıyı ve merdivenlerden indim. Beni bekliyorlardı. Babam hemen elimdeki bavulu aldı. Çok ağır kaldırırsam dikişlerim atabilirdi gerçekten. "İyisin değil mi?" dedi annem. Baktım ona ve kafamı salladım. İyi ya da kötü değildim aslında. Bomboştum. Neden beni yaşamaya zorluyorlardı anlam veremiyordum. Beni özleyeceklerini söylediler yalandan. Uzun süredir insanlara cevap vermeyi bırakmıştım. Ailem de artık söylediklerine karşılık vermemi beklemiyorlardı. Yalandan sarılıp öptükten sonra arabaya bindirdiler beni. Arka koltukta kafamı cama koyup yolu izlemeye başladım. Şöför ilk biraz sohbet etmeye çalıştı. Cevap vermeyince de sustu.
8 saat sonra...
Arabanın arka koltuğunda şöförün sesiyle uyandım. Arka koltuklara kıvrılmış saatlerdir uyuyor olmalıydım. Adam birazdan varacağımızı ve uyanmamı söylediğinde gerinerek kalktım yerimden. Pencereden geldiğimiz yere baktım. Tihami'deydik. Çevredeki binaların tipleri değişmişti. Sokakta tek bir sarışın bile yoktu. Sanki Qardakh köylerinde gibi hissetmiştim kendimi. Orada herkes siyah saçlıydı. Buradaki insanlar daha farklı renkte derilere sahipti. Akşam olmuştu. Saati görmek için arabanın ön tarafına baktım. 8'di saat. Karnım gurulduyordu. Tihami'ye özel, bilindik bir yemek duymamıştım. Balıkçılıkları iyi olduğu için belki de balık yemeliydim. Sokaklarda çeşitki partilerin propaganda afişleri vardı. Djurat'ta da olduğu için pek yabancılık çekmemiştim buraya. Ailem Tihami'li bir aile ile çok haşırneşirdi. Aslad soyadlı bu aile yıllardır Djurat'a tatillerde gelip gezilere katılırlardı. Bizimkilerle de çok iyi anlaştıkları için indirimlerden yararlanmaları için ellerinden geleni yapardı bizimkiler. Şimdi de biraz ödeşme olmuştu. Beni buraya 1 aylığına yollamışlar ve onlara emanet etmişlerdi. Aslad'lar beni kalacağım otelin orada bekliyor olmalılardı. Abu diye bir kızları vardı. Ben pek girişken olmadığım için onunla aşırı az bir muhabbetimiz olmuştu ama tanışıyorduk yani. Bana hep iyi davranmıştı. Benim aksime girişken ve hayat dolu biriydi. Tekrar başımı cama koydum. Ailem onlara intihar girişimimden bahsetmiştir... Çekilmez 1 ay olacak diye düşünüyordum. Tek başıma kalmamam için her şeyi yapacaklardı.
Sonunda gerçekten lüks bir apartın önünde durduk. Kapıyı açtım isteksizce. Ülkenin gürültüsü doldu arabanın içine. Derin bir nefes alıp dışarı çıktım arabadan. Şöför bagajımı çıkarırken ben de cebimden para çıkardım. Adam paranın yarısını ailemden, diğer yarısını da benden alacaktı. Ödemem gerekeni ödedim. Adam şöyle bir gülümsedi. Omzuma vurdu ve "Merak etme." dedi. "Geçecek." Sonra da beni orada bırakıp arabasına binip gitti. Onun bile bu konudan haberi olmasından rahatsız olmuştum. Gittiğine sevindim. Etrafıma bakındım. Apartın girişinde oturan Aslad'ları gördünce bavulumu çekişire çekiştire yanlarına gittim. Ne gülmek geliyordu içimden, ne de selam vermek. Öylece yanlarına gelecek ve el sallayacaktım sadece.
Eskisinden rahatsız hissediyorum kendimi. Keşke yapmasaydım diyorum. Keşke daha efektif bir şekilde yapsaydım. Kendimi de ailemi de kurtarsaydım. Kendimi öldürmeyi bile becerememiştim. Kendime olan saygım 0'a inmişti. Ailemden ilk defa bu kadar ilgi görüyordum ve çok rahatsız edici hissetmiştim. Hiç alışık olduğum bir durum değildi ve normal yaşantımı etkiliyordu. Üstelik hareketleri yapmacık geliyordu. Sanki ilgilenmiş gibi davranıyorlardı ama çok kötülerdi bu rolde. Üstelik... İçten içe bana acıdıklarını düşünüyordum.
Aynamın önünde bileklerimdeki yaralar gözükmesin diye bileklik bağlıyordum kollarıma. Odam hiç olmadığı kadar tertipliydi. Yanımda oldukça düzenli bir bavul, içinde eşyalarım vardı. Bir süre evden uzaklaşacaktım. Ailem buna "hava değişikliği" dese de, bence sadece aylardır bana dikkat etmekten sıkılmışlardı. İşlerine geri dönmek istiyorlardı. Beni de yalnız bırakamıyorlardı çünkü her an kendi canıma kıyabilirdim. Psikoloğa gidiyordum. Tüm seans boyunca boş boş oturuyorduk odada. Bazen sorular soruyordu. Cevaplamayı reddedince tekrar susuyorduk adamla. Bu şekilde kolay para kazanıyordu adam. Sorun edeceğini sanmıyorum.
"Boook! Hadi araba bekliyor!"
Babamın sesini duydum aşağıdan. İki koluma da 3'ten fazla bileklik takmıştım yaraları saklamak için. Fazla acele etmeden bavulumu kapattım. Alacağım her şeyi almış, 1 saattir aklıma alınacak başka eşya gelir diye açık tutuyordum kapağını. Bavulu alıp odadan dışarı çıktım. Çıkmadan önce de içeriye bakıp onuncu kez alacak başka bir eşyam var mı diye kontrol ettim. Emin olduktan sonra çektim kapıyı ve merdivenlerden indim. Beni bekliyorlardı. Babam hemen elimdeki bavulu aldı. Çok ağır kaldırırsam dikişlerim atabilirdi gerçekten. "İyisin değil mi?" dedi annem. Baktım ona ve kafamı salladım. İyi ya da kötü değildim aslında. Bomboştum. Neden beni yaşamaya zorluyorlardı anlam veremiyordum. Beni özleyeceklerini söylediler yalandan. Uzun süredir insanlara cevap vermeyi bırakmıştım. Ailem de artık söylediklerine karşılık vermemi beklemiyorlardı. Yalandan sarılıp öptükten sonra arabaya bindirdiler beni. Arka koltukta kafamı cama koyup yolu izlemeye başladım. Şöför ilk biraz sohbet etmeye çalıştı. Cevap vermeyince de sustu.
8 saat sonra...
Arabanın arka koltuğunda şöförün sesiyle uyandım. Arka koltuklara kıvrılmış saatlerdir uyuyor olmalıydım. Adam birazdan varacağımızı ve uyanmamı söylediğinde gerinerek kalktım yerimden. Pencereden geldiğimiz yere baktım. Tihami'deydik. Çevredeki binaların tipleri değişmişti. Sokakta tek bir sarışın bile yoktu. Sanki Qardakh köylerinde gibi hissetmiştim kendimi. Orada herkes siyah saçlıydı. Buradaki insanlar daha farklı renkte derilere sahipti. Akşam olmuştu. Saati görmek için arabanın ön tarafına baktım. 8'di saat. Karnım gurulduyordu. Tihami'ye özel, bilindik bir yemek duymamıştım. Balıkçılıkları iyi olduğu için belki de balık yemeliydim. Sokaklarda çeşitki partilerin propaganda afişleri vardı. Djurat'ta da olduğu için pek yabancılık çekmemiştim buraya. Ailem Tihami'li bir aile ile çok haşırneşirdi. Aslad soyadlı bu aile yıllardır Djurat'a tatillerde gelip gezilere katılırlardı. Bizimkilerle de çok iyi anlaştıkları için indirimlerden yararlanmaları için ellerinden geleni yapardı bizimkiler. Şimdi de biraz ödeşme olmuştu. Beni buraya 1 aylığına yollamışlar ve onlara emanet etmişlerdi. Aslad'lar beni kalacağım otelin orada bekliyor olmalılardı. Abu diye bir kızları vardı. Ben pek girişken olmadığım için onunla aşırı az bir muhabbetimiz olmuştu ama tanışıyorduk yani. Bana hep iyi davranmıştı. Benim aksime girişken ve hayat dolu biriydi. Tekrar başımı cama koydum. Ailem onlara intihar girişimimden bahsetmiştir... Çekilmez 1 ay olacak diye düşünüyordum. Tek başıma kalmamam için her şeyi yapacaklardı.
Sonunda gerçekten lüks bir apartın önünde durduk. Kapıyı açtım isteksizce. Ülkenin gürültüsü doldu arabanın içine. Derin bir nefes alıp dışarı çıktım arabadan. Şöför bagajımı çıkarırken ben de cebimden para çıkardım. Adam paranın yarısını ailemden, diğer yarısını da benden alacaktı. Ödemem gerekeni ödedim. Adam şöyle bir gülümsedi. Omzuma vurdu ve "Merak etme." dedi. "Geçecek." Sonra da beni orada bırakıp arabasına binip gitti. Onun bile bu konudan haberi olmasından rahatsız olmuştum. Gittiğine sevindim. Etrafıma bakındım. Apartın girişinde oturan Aslad'ları gördünce bavulumu çekişire çekiştire yanlarına gittim. Ne gülmek geliyordu içimden, ne de selam vermek. Öylece yanlarına gelecek ve el sallayacaktım sadece.