İsim: Eithratsei Thradhodz
Yaş: 22
Cinsiyet: Erkek
Ülke: Gedhilfe
Uyruk: Gedhilfeli
Element: Kalsiyum
Rütbe: Polis Memuru
Uzmanlık:

Boy: 1.85
Kilo: 75
Saç ve Göz Rengi: Siyah ve mavi
Genel Görünüm: Kara saçları dağınık olsa da kendine özgü bir şekle sahiptir. Gözleri her ne kadar deniz mavisini andırsa da kendisi gözlerinin gökyüzünü andırdığı konusunda inatçıdır. Gözlüğü zamanla onda özel bir yerin edinmiştir ve artık vazgeçilmez bir parça konumundadır. Surat ifadeleri keskindir. Kimse görmezden gelemez. Bedeni slim fit denilen sınıfa girer. Beyaz bir tişörtün üstüne gri bir yelek, onun da üstüne uzun masmavi bir palto giyer. Paltonun önü sabahtan akşama kadar açıktır. Zorunda kalmadıkça kapatmaz. Paltonun kollarını kıvırmayı ihmâl etmez. Lacivert pantolon üstüne dize kadar gelen siyah botlar giyer.

Kişilik: Kişiliği genellikle takındığı sert ve soğuk surat ifadesinin tam zıttıdır. Düşünceli olduğu zaman veya hayâllere dalıp gittiğinde katı bir surat ifadesi sergilese de aslen sıcakkanlı, cana yakın ve ilişki kurmayı seven birisidir. Sadece sosyalleşme konusunda sıkıntıları vardır. İnsan ilişkileri ve benzeri konularda fazla düşünür. Fazla düşündüğü için harekete geçemez veya hep en kötü senaryonun gerçekleşeceğinden endişe eder. Bu kusurunun kesinlikle farkındadır. Bu yüzden, en doğal yollarla ilişki kurmaya çalışır. Bir ortam, bir olay veya bir durum üzerinden yaklaşır istediği kişiye. Altyapıyı bu şekilde kurduktan sonra gerisini düşünmez, akışına bırakır. İlk hamleyi karşı taraf yaparsa değmeyin keyfine! Ona bir adım atana koşarak gitmeden hiç çekinmez. Plan yapmayı çok sever. Hele hele yaptığı plan başarı ile sonuçlanırsa zevkten dört köşe olur. Ne hikmektir ki, dövüşme anı geldiğinde plan yapmaktan çok doğaçlama hareket etmek onu baya tatmin eder. Dövüşün akışına göre, rüzgâr onu nereye savurursa öyle ilerlediğinde ve başarılı olduğunda kendini özgür hisseder ve kişisel gelişim adı altında kendisini aştığına inanır. Bireysel üstünlük onun için en öncelikli ilkedir. Asla kimsenin eline bakmadan tek başına üstün gelmek onun gözünde özgürlüğe ve üstünlüğe giden tek yoldur. Hiç beklenmedik anlarda soğuk ve duygusuz söz ile davranışlar gerçekleştirse de asla terk edemeyeceği bir kişilik özelliği barındırır. Koruma içgdüsü. Ne zaman? Nerede? Nasıl? Bilmez fakat her yerde, her zaman, her şekilde bu içgüdüsünü uygular. Bir kere bu içgüdüsüne kapıldığında gerçekleşene kadar asla durmaz. Unutmadan eklemek gerekir, zihni vahşi birisidir. Yani, yarım saatlik yol boyunca onlarca farklı kurgusal veya gerçekçi senaryo hayâl edebilir. İşin vahşi tarafı ise bunu isteyerek yapmaması. Çoğu hayâli, kurgusu veya düşünceleri sanki ondan bağımısz bir şekilde zihninde oluşur ve bir noktaya varana kadar devam eder. Hayâl gücüne söz geçirmek her yiğidin hakkı değildir. Bu yiğidin ise giecek daha çok yolu var. Neyse ki, bu dikkatini fazla dağıtmaz. Dışarıdan bakıldığında kovalamacanın veya dövüşün ortasında amansız bir mücadele veren polis memuru iken içeride psişik güçlerini çaktırmadan kullanarak etrafındaki kişileri etkileyip herkesin gözünde karizmatik ve gizemli bir gencin macerası dönmektedir.

İlgi / Hobi: Birbirine zıt iki farklı hobisi vardır. Biri genellikle annesi ile arada sırada da babasıyla yaptığı idmanlardır. Yakın dövüşten tutun, kılıç tokuşturmaya kadar bütün fiziksel idmanları ya annesi ve babası ile ya da tek başına yapar. Biri ise biraz daha özel ve paylaşmaktan utandığı kısa hikâye yazma uğraşıdır. Zaman zaman her daim yanında taşıdığı küçük not defterine kurşun kalemiyle bir şeyler karalar. Bir gün savaş döneminde barbarlarla çarpışan bir soylu olur. Başka bir gün geleceğe dair görüler elde eden, Frum ve Ser tarafından kutsanmış bir genç olur. Hepsini not defterine yazar. Okuma yazma bildiği günden beri bu hobisini gerçekleştirmektedir. Geçmişte yazdıklarından utanç duysa da, yakıp kül etmek istese bile kıyamaz onlara. Gök bilimi ile de baya ilgilidir. Ay, Güneş ve diğer yıldızlar ile takımyıldızları onun merağını fazlasıyla cezbeder. Gelin görün ki, üniversitede gök bilimi ile ilgili bir bölüm yok maalesef ama duyduğuna göre kıtada bir tane gözlemevi var. Himota'da bulunuyor. Oraya gitmeyi ne çok isterdi...

Özgeçmiş: Eithratsei, Gedhilfe'nin Bombinab şehrinde doğmuş ve polis memuru olana kadar burada büyümüş ve yaşamış birisi. Çok sosyal ve hiperaktif bir çocukluk geçirmiştir. Birçok arkadaşı olmuş ve bu arkadaşlarıyla sayısız maceraya atılmıştır. Onlarla çeşitli oyunlar oynamış, ordan oraya koşmuş ve tırmanmış, onların evine gitmiş ve onları evine getirmiştir. Gedhilfeli babasından ve okuldan Gedhilfe kültürünü öğrenirken, Himotalı annesinden ve Himotalı komşularından da Himota kütürünü öğrenmiştir. İki farklı kültürle büyüyen Eithratsei, büyüdükçe iki farklı kültürü kendisinde ahenk ile harmanlayabilmiştir. Farkına varmadan gerektiğinde Gedhilfeli, gerektiğinde Himotalı olabilmeye başlamıştır. Şehrin onda emeği çok büyüktür. Bu şehir sayesinde dost kültürü doğal yollarla öğrenebilmiş ve yine bu şehir sayesinde inancına bağlı bir Shugridist olabilmiştir.

Elementini ve koruma içgüdüsünü ilk defa daha çocukken göstermiştir. Himotalı bir arkadaşının ondan büyük çocuklar tarafından zorbalığa uğradığını gördüğünde ne yapıyorsa yarıda bırakıp yardımına koşmuştur. O an aklında saldırmak veya karşı koymak yoktur. Sadece savunmak vardır. Belki de bu yüzdendir ki, arkadaşına yetişirken yerde bulduğu kalın ve büyük bir ağaç kabuğunu almış ve arkadaşının önüne atlayıp ona gelen yumrukları ve tekmeleri karşılamaya başlamıştır. Zorbalar bir anda ağaç kabuğunu kalkan olarak kullanan bir çocuğun önlerinde belirmesinden ötürü başta afallasalar da daha çok saldırganlaşıp saldırmaya devam etmişlerdir. Eithratsei, sanki transa geçmiş gibi ağaç kabuğu ile gelen onlarca saldırıyı karşılayabilmiştir. Ağaç kabuğu parçalansa bile yılmamış ve dayak yeme pahasına arkadaşını korumuştur. Morarması gereken hiçbir yeri morarmamış, hatta bir süre sonra ona saldıranların elleri acımaya başlamıştır. Bir büyüğün onları görmesi üzerine olay son bulmuştur. O gün Himotalı aile Eithratsei'ye ve ailesine teşekkürlerini sunmuş ve onları yemeğe davet etmiştir. Geceye doğru eve döndüklerinde annesi ve babası onla ne kadar gurur duyduklarını söyleyip onu sevgiye boğmuşlardır. İşte o gün annesi Hisoto ona muhafız anlamına gelen Eithratsei adını vermiştir.

Ailesinden kalsiyum elementine sahip olduğunu öğrendiği günden itibaren kişisel gelişimine heyecan ve sevinç ile ağırlık vermiştir. Her gün daha çok ders çalışmış ve daha çok idman yapmıştır. O olaydan ötürü kalkan ile arasında özel bir bağ oluşmuş ve kalkan kullanmayı öğrenmeye başlamıştır. Annesinin ve babasının da tavsiyesiyle kılıç ve küçük kalkan kullanmaya başlamıştır. Her geçen gün hızla ilerleme kaydetmiş ve içine kapanmaya başlamıştır. Arkadaşlarıyla arası çeşitli nedenlerden ötürü açılmıştır. Yaşamının her döneminde yeni arkadaşlar edinmiş sonra da kendiliğinden araları açılmıştır. Üniversite çağında gözlük kullanmaya başlamış ve kişiliği iyice yerine oturmuştur. Ülkesinin ve kıtanın tarihini öğrendikçe, koyu bir paktçı olmuştur. Ait olduğu ulusun kültürünü öğrendikçe de milliyetçi olmuştur. Gedhilfe'ye ve Pakt'a bağlılığı her geçen gün artmış ve bir gün sahip olduğu gücü kutlu bir amaç uğruna kullanma kararı almıştır. Evet, çok güzel bir yaşamı olmuştu. Aşırı kaliteli bir aileye doğmuştu. Ona kattıklarının haddi hesabı yoktu. Diksiyon, beden dili, genel kültür ve savaş sanatı. Çeşit çeşit arkadaş edinmiş ve çeşit çeşit oyun oynayarak çocukluğunu doya doya yaşamıştı. Koruma içgüdüsünü ve elementini en sağlıklı ve asil şekilde keşfetmişti. Büyüdükçe olgunlaşmış, olgunlaştıkça üst düzey kalite sahibi bir birey olmuştu. Kılıç ve kalkanı en etkili şekilde kullanmaya başlamıştı. hiç doğru düzgün kas çalışmamıştı ama o departmanda kesinlikle boş değildi. Kaslı olmasa da kıvraktı, çevikti ve hızlıydı. Kavrama konusunda kendisiyle gurur duyuyordu. Okuduğu Kıta Kültürü bölümünü başarı ile bitirmişti ve gözünü Uluslararsı İlişkiler bölümüne dikmişti. O bölümü de başarı ile bitirecekti. Lakin, yaşamı hep kendi etrafında dönmüştü. Bugün ölse bile pişmanlık duymazdı tabii ama insanlığa ne katmış olacaktı? Ulusuna ve Pakt'a ne katkısı olacaktı? Kendini sorguladığı an kutlu bir amaca ihtiyacı olduğunu anladı. Yetkiler evine gelip ona element kullanıcılarının kanunlara göre polis olması gerektiğini bildirince de aradığı fırsat ayağına gelmiş oldu. Her zaman neden bu güce sahip olduğunu merak ediyordu. Bu güç niye ona verilmişti? Amaç neydi? Büyük resim ne idi? İşte aradığı cevap! Güç ondan sorumluluk almasını istiyor. İnsanlığı korumak, insanlığın güven içinde ileri gitmesini sağlamak, insanlığa adalet getirmek, insanlığın iyiliği için insanlık adına yaşamak.

Başkente polis memuru olmaya gitmeden önce ailesiyle son etkinliği Jæmz Tapınağı'nda Frum ve Ser'e yakarmak olmuştu. "Teşekkür ederim! Aradığım kutlu amacı ayağıma getirdiniz. Teşekkür ederim! Kutlu amaca hizmet edecek gücü bahşettiniz. Teşekkür ederim! Beni bu ulusa, bu aileye ve bu şehre verdiniz. Size yakarıyorum, beni üstün kılın! Beni üstün kılın ki kutlu amacım gerçekleşsin! Beni üstün kılın ki sizden başka kimseye muhtaç olmayayım! Beni üstün kılın ki bütün kıtada kimse bana diz çöktüremesin! Asla durmadan dümdüz ileriye gideceğim. Taa ki, amacıma ulaşana kadar."

Karakter Görünümü: Fushimi Saruhiko - K Project

Statlar:
Kuvvet:2
Kıvraklık:4
Kavrama:4

Onaylandı, iyi RP'ler!