Page 1 of 1

Kurtarıcı'nın Kurtuluşu

Posted: Fri Jul 12, 2024 6:31 pm
by Hiperyus
"Abi, bence hayal mayal diyerek baştan savma. Neden yapamayasın ki?"

Dedi, kalın ve boğuk bir ses tonuyla. Onu sadece radyoaktif atıklar ve cesetler duyuyordu.

"Ya, oğlum, sektör almış başını gitmiş! her alanda bütün ipleri elinde tutan aileler var. Rockerfeller falan demiyorum. Arkaplanda çok kara oyunlar dönüyor."

Dedi, ince ve komik bir ses tonuyla. Onu sadece tek tekerli bisiklet süren takım elbiseli cenitlmenler ile beş çayına çıkmış hanımefendiler duyuyordu.

"Bro, düşünsene, kendi yatırımcılık şirketini açıyorsun. Kendi paranı kazanıp kendi paranla bir şeyleri değiştiriyorsun. İstemez miydin?"

Dedi, ince ama boğuk bir ses tonuyla. Onu sadece sahilde köpeği ile koşu yapan kadınlar ve kola çekirdek yapan oğlanlar duyuyordu.

"Kim istemez bro ya! başarılı bir yatırımcı olsam, bütün yatırımımı bilime yapardım. Kimse umursamazken benim sayemde bilimin geliştiğini görmeyi çok isterdim. Her hastalığa çare, her gereksinime bir karşılık, her eksik uzuva bir mekanik, insanlığın asla durmaksızın evrim geçirmesi. Ne kadar da mutlu olurdum. Ne kadar da kutlu olurdu."

Dedi, çatallı ve ergen bir ses tonuyla. Onu sadece aşı yapan doktorlar ve silahlı polisler duydu.

"Seni seviyorum, Kutay.

"Ben de seni seviyorum, Barış."

Artık bambaşka üçüncü bir ses ile konuşuyordu ki nasıl olduğunu o da bilmiyordu.

"Onun adı Barış'tı. Benim adım Kutay. Onun adı Barış'tı. Benim adım Kutay. Onun adı Barış'tı. Benim adım Kutay."

Herkes şaşkınlıkla ona bakıyordu. Üçüncü Dünya Savaşı çıkmış, herkes sığınaklara koşuyor ama bu kaburgaları gözüken, dudakları parçalanmış ve gözleri anormal şekilde çökmüş akıl hastası savaş meydanına doğru yürüyordu. Leş gibi kokusu etrafa yayılıyordu. Dışkı, idrar ve ter. Ağzı açık, salyalar akıyordu. Onu uzaktan izleyen birisi vardı. Ak ceketi, kök pantolunu, ay madalyonu ile ona bakıyordu. "Efendimiz, bir şey yapmamız gerekmiyor mu?" dedi telaşla robot hizmetkar. "Hayır, asla karışmayın ve yoluna çıkmayın! Sakın!" dedi efendisi ona. Robot uzaklaşınca kendisini izlemeye devam etti.

"Daha çok acı çekeceksin. Daha çok sürüneceksin. Ta ki, ben olana kadar. Ben olunca anlayacaksın her şeyin nedenini. Kendine ait olan benim adımları takip edeceksin."

Bunları söyledikten sonra ortan kayboldu kendisini izlerken. Kısa süre sonra, yine girdi odaya, aynı kıyafetle ve madalyonla. Aynı cümleleri kurdu yansımasına ve yine kayboldu.

"Ben aydınlığım, ben karanlığım, ben Bay Zengin'im, ben Karanlık Kutay Zengin'im, ben Hiperyus'um, ben başlangıcım, ben sonum, ben savaşım, ben barışım, ben kurtulanım, ben kurtaranım, bilinçaltındaki baskın kişilik benim. Bilinçteki tanıtılan kişilik benim. Bilinçüstündeki üstün kişilik benim. Ben benim; benden önce, benle beraber ve benden öte. Ben ancak benden bana dönüşebilirim. Ben benim her şeyiyim. Her şey de benim."

"Az kaldı, Ortak/Eski Dost. Her şey planladığımız gibi. Biz başaracağız, onlar başarısız olacak. Bu kadar basit. Gel, planımızı kusursuzca yürütürken biraz yürüyelim ve bir şeyler içelim. İlaçlarımı aldım. Artık öksürmekten içemez durumda değilim."