Mitga' gölgelerin içinden çıkarak kendilerine yaklaşmaya başlamıştı. Zor olan soruyu bir şekilde sorabilmişti. Gözlerini araladığında gördüğü manzara Mitga'nın yüzündeki şaşkınlık oluyordu. Onun şaşkınlığına karşı bakışları normalleşiyor ancak hemen sonra toparlanması ile kendi gözleri açılıyordu. Kendilerine uyarsa ona da uyduğunu söylediğinde Wændz'ın içinden bir yaprak daha koparak düştü. Meinsu'nun yüzündeki büyük sevince karşı çarpık bir gülümseme istemsizce yüzünü kapsamıştı. Zihni pek çok konuda alarm veriyor olsa da Mitga'nın bir anda gözünden yerlere çakılıyor olmasına karşı içine düştüğü durumu göz önüne aldı. Kendisini hızlandırıp göz açıp kapayana kadar buradan uzaklaşabilirdi. Ancak yüzünde yer alan o çarpık gülümseme bunu yapmayacağını kendisine söylüyordu. "NEDEN HERKES ÇILGINLAR GİBİ ZEVKLERİNİN PEŞİNDE KOŞARKEN BEN SİZDEN GERİ KALAYIM!" diye haykırıyordu zihni. Onları kendi zevkleri için kullanacaktı. Hem de belki de bir daha yaşayamayacağı bir zevk ile. Hem Meinsu hem de Mitga onun zevklerine hizmet edeceklerdi.
Birlikte ilerlerlerken içinde bir heyecan doluyor olsa da bir yandan da intikam duygusu besliyordu. İkisini de kendi eşiti görmüyordu ancak ne sakıncası olacaktı ki? Kaslı seksi bir erkek, diğer tarafta ihtiraslı bir kadın, olacak olanların tadına varmaktan başka bir şey istemiyordu o belirsiz duygular arasında en belirgin olarak.
Meinsu'nun evinin önüne geldiklerinde eve göz gezdirme gereği duydu. Eski ancak kaliteli ve zarafet akan bir evdi burası. İçeri girdiklerinde de mobilyalar, tablolar ve raflar... Meinsu burayı işgal etmiş olmalıydı. Kendisiyle hiç uyuşmadığı gibi bu kadar bakımsızlık öncesindeki emeğin heba edildiğini gösteriyordu. Kesinlikle ele geçirdiği bir mekandı burası. Daha fazla önemsemedi ve Meinsu'nun gösterdiği yönde Mitga ile beraber yürüdü. Mitga'ya açık açık bakabiliyordu artık. Vücudunun detaylarını çekinmeden inceliyordu. Eğer küçük bir şeyi varsa yeteneği ile büyütüp büyütemeyeceğini düşünüp kendi kendine kıkırdadı. Kendisini daha çok sarhoş gibi hissediyordu ancak bir o kadar da aklı başındaydı. Yatak odasına ilerledikçe ışığın gitgide loş ışıklar azalıyordu. O mahremin yaşanacağı noktaya varmışlardı artık. Odayı çok irdelemeden incelerken Meinsu'nun burasının onun kaçış yeri olduğunu işitti. Gülümsedi. Ancak gözlerinin içinde masumiyet taşımıyordu artık.
Meinsu'nun örtüyü kenarından eliyle sıyırıp kendisiyle Mitga'ya bakış atmasının ardından bileklerinden tutup kendisine çekmişti. Herhangi bir direniş göstermediği gibi karşılık da veriyordu bir an tereddüt etmeden. Çıkardığı sesleri aldırmıyor, adeta meydan okuyordu ikisine daha hiç olmadığı kadar gür çıkan sesleriyle. Öpüşme sürdükçe kasları gevşemiş, fiziksel olarak da akışa kaptırmaya başlamıştı kendisini. Geriye kalan ise Mitga olmuştu. Hala gördüklerine inanamıyordu galiba. Meinsu'nun davetine karşı kıkırdayarak Mitga'ya bakış attı. Mitga ise aldığı emirle hemen soyunmaya başlamıştı. Boy olarak zaten fazlasıyla büyük olan Mitga'nın her iki özellikte de büyük olduğunu görmüş ve şaşırmıştı. Meinsu'nun bir an durmayan aceleci hamleleriyle soyundurulmuştu ancak bu artık karşılıklıydı. Bir kere daha Meinsu'yu çıplak görmek daha da rahat olmasını sağlamıştı. Kendisini yatağa attığında minik bir şaşırma ve kahkahayla bitirmiş ve karşısında adaletin sopasını görmüştü. Meinsu'nun kendisini tatmin etmeye başlamasıyla kendisini ona kaptıracak gibi olsa da duyduğu karşısında bakışlarını yukarıya, kas kütlesinin üstünde duran Mitga'nın yüzüne çevirdi. Sopasını yakalayıp yataktan destek alarak kendisini yükseltse de onun karşısında küçük kalıyordu. "Gece boyunca ne kadar dayanır, ne kadar tatmin edersen o kadar ödüller kazanırsın, başka bir zaman yeteneğimi zevkler üzerine geliştirmede kullanmayı deneyebilirim" dedikten sonra işine dalmış olan Meinsu'ya "Değil mi Meinsu?" demişti. Yapacaktı. Her türlü zevki tadabilecekse madem, hepsini deneyecekti.
Birlikte ilerlerlerken içinde bir heyecan doluyor olsa da bir yandan da intikam duygusu besliyordu. İkisini de kendi eşiti görmüyordu ancak ne sakıncası olacaktı ki? Kaslı seksi bir erkek, diğer tarafta ihtiraslı bir kadın, olacak olanların tadına varmaktan başka bir şey istemiyordu o belirsiz duygular arasında en belirgin olarak.
Meinsu'nun evinin önüne geldiklerinde eve göz gezdirme gereği duydu. Eski ancak kaliteli ve zarafet akan bir evdi burası. İçeri girdiklerinde de mobilyalar, tablolar ve raflar... Meinsu burayı işgal etmiş olmalıydı. Kendisiyle hiç uyuşmadığı gibi bu kadar bakımsızlık öncesindeki emeğin heba edildiğini gösteriyordu. Kesinlikle ele geçirdiği bir mekandı burası. Daha fazla önemsemedi ve Meinsu'nun gösterdiği yönde Mitga ile beraber yürüdü. Mitga'ya açık açık bakabiliyordu artık. Vücudunun detaylarını çekinmeden inceliyordu. Eğer küçük bir şeyi varsa yeteneği ile büyütüp büyütemeyeceğini düşünüp kendi kendine kıkırdadı. Kendisini daha çok sarhoş gibi hissediyordu ancak bir o kadar da aklı başındaydı. Yatak odasına ilerledikçe ışığın gitgide loş ışıklar azalıyordu. O mahremin yaşanacağı noktaya varmışlardı artık. Odayı çok irdelemeden incelerken Meinsu'nun burasının onun kaçış yeri olduğunu işitti. Gülümsedi. Ancak gözlerinin içinde masumiyet taşımıyordu artık.
Meinsu'nun örtüyü kenarından eliyle sıyırıp kendisiyle Mitga'ya bakış atmasının ardından bileklerinden tutup kendisine çekmişti. Herhangi bir direniş göstermediği gibi karşılık da veriyordu bir an tereddüt etmeden. Çıkardığı sesleri aldırmıyor, adeta meydan okuyordu ikisine daha hiç olmadığı kadar gür çıkan sesleriyle. Öpüşme sürdükçe kasları gevşemiş, fiziksel olarak da akışa kaptırmaya başlamıştı kendisini. Geriye kalan ise Mitga olmuştu. Hala gördüklerine inanamıyordu galiba. Meinsu'nun davetine karşı kıkırdayarak Mitga'ya bakış attı. Mitga ise aldığı emirle hemen soyunmaya başlamıştı. Boy olarak zaten fazlasıyla büyük olan Mitga'nın her iki özellikte de büyük olduğunu görmüş ve şaşırmıştı. Meinsu'nun bir an durmayan aceleci hamleleriyle soyundurulmuştu ancak bu artık karşılıklıydı. Bir kere daha Meinsu'yu çıplak görmek daha da rahat olmasını sağlamıştı. Kendisini yatağa attığında minik bir şaşırma ve kahkahayla bitirmiş ve karşısında adaletin sopasını görmüştü. Meinsu'nun kendisini tatmin etmeye başlamasıyla kendisini ona kaptıracak gibi olsa da duyduğu karşısında bakışlarını yukarıya, kas kütlesinin üstünde duran Mitga'nın yüzüne çevirdi. Sopasını yakalayıp yataktan destek alarak kendisini yükseltse de onun karşısında küçük kalıyordu. "Gece boyunca ne kadar dayanır, ne kadar tatmin edersen o kadar ödüller kazanırsın, başka bir zaman yeteneğimi zevkler üzerine geliştirmede kullanmayı deneyebilirim" dedikten sonra işine dalmış olan Meinsu'ya "Değil mi Meinsu?" demişti. Yapacaktı. Her türlü zevki tadabilecekse madem, hepsini deneyecekti.