Re: [Livei Nyawodz] Öz ve Benlik

#31
Shisha’nın Hera hakkında mırıldanışı seni düşüncelere daldırıyor. "Kim bilir neler çekti o kız." diye söylendiğinde, derin bir empatiyle ona hak veriyorsun. Hera’nın anlattıkları ve yaşadıkları aklının bir köşesinde dolanıp duruyor. Dünya tarafından manipüle edilmeye çalışılmış, sonra Mavi Yıldız tarafından kurtarılmış. Bu tür deneyimlerin bir insanın ruhunu ne kadar yıpratabileceğini tahmin etmek zor değil. Sen de içten içe onun bu yolculuğunun ne kadar ağır olduğunu düşünüyorsun. Gözlerin yavaşça çevreyi süzüyor. Dusha'nın bu erken saatlerdeki sessizliği, şehrin içinde sakladığı kargaşanın üzerini örtmeye yetmiyor. Bir anda Shisha’nın yüzünde bir ışık beliriyor. Bahsettiğin içkiyi hatırlamış olacak ki keyifle "Haa, Fødara’dan bahsediyorsun! İçeriz elbet!” diyor. Yüzündeki o enerjik ifade seni bir nebze rahatlatıyor. Gülümsemen kaçınılmaz oluyor, Fødara'nın adını duyunca seni de bir anlık neşe sarıyor. Bir yandan bu küçük molanın tadını çıkarmaya çalışırken, Bok ve Mabi’nin durumu aklının arka planında sürekli dönüyor. Shisha umursamaz bir tavırla omzunu silkiyor. "Verir herhalde neden vermesin ki?” diyor, sanki mesele basit bir dostane ziyaretmiş gibi.

O sırada Shisha’nın bakışları Mavi’ye kayıyor. Hafif bir espri tonuyla "İki Neon kullanıcısı bir türlü yan yana gelemedik, nasıl becerdik biz bunu?" diyor. Mavi, onun bu lafına hafifçe gülerek karşılık veriyor. "Namın yeter kardeşim!" Bu kısa ama sıcak diyalog, aralarında sanki yıllardır süren bir dostluğun anlık bir yansıması gibi. Mavi’nin kendinden emin gülümsemesi, Shisha’nın ciddiyetin içinde bile gülmeye yer açabilen yapısıyla uyumlu görünüyor. Yürürken, şehrin sabaha karşı sessiz sokakları sizi bir kafeye doğru yönlendiriyor. Kafenin loş ışıkları altında oturup soluklanıyorsunuz. Shisha, masaya çöküp "Şimdilik çay iyi gider. Yoksa Fødara kokarak cumhurbaşkanının yanına gidersek bizi yıkarlar." diyerek esprili bir tavırla size çay sipariş ediyor. Bu espri biraz olsun seni rahatlatıyor, fakat Shisha’nın bakışlarındaki ciddiyet, huzuru uzun süre hissetmene izin vermiyor. Çaylar gelirken, Shisha aniden derin bir nefes alıyor ve ses tonu daha ciddi bir hal alıyor. Sana bakarak "Bu arada, Dusha’da bir Observer yakaladım." diyor. İlk başta duyduklarına inanamıyorsun. Observer? Dusha’da? Bu durum çok ciddi bir şey olabilir. Kaşlarını hafifçe çatarak bakıyorsun.

Shisha bir an gözlerini kısarak seni inceliyor, ardından anlatmaya başlıyor. "Cumhurbaşkanı ile görüştükten sonra, seni tuttuğum yere götürmek istiyorum, Livei. Orada onunla birlikte yüzleşsek daha iyi olur." Sözlerindeki ciddiyet içini ürpertiyor. Bir Observer ile yüzleşmek, tehlikeli ve kesinlikle basit bir mesele değil. Mavi şaşkınlıkla “Observer’ı nasıl yakaladın?” diye soruyor. Shisha, hafif bir gururla ve gözlerinde o tanıdık parıltıyla "Aldım saatini, ağzını burnunu kırdım." diyor. Şaşkınlığın yerini hafif bir hayranlık alıyor. Bir Observer’ı yakalamak... bu kesinlikle sıradan bir iş değil. Shisha, durumu daha detaylı anlatmaya başlıyor. "Devrim sırasında karşılaştım onunla. Observer, krala yardım etmeye çalışıyordu. Krala sadık kalmış ama yanlış tarafta savaşıyordu kendisi. Çok direndi ama en sonunda pes etti." Kafede masaya oturmuşken, her kelimenin ardında daha fazla şey saklıymış gibi hissediyorsun. Shisha’nın yakaladığı Observer, Dusha’daki devrim ve krala sadık kalanların yarattığı karmaşa... Tüm bu karışıklığın arkasında neyin yattığını henüz tam olarak anlayamasan da, çok yakında bununla yüzleşeceğini biliyorsun.

Re: [Livei Nyawodz] Öz ve Benlik

#32
"Aaa evet evet Fødara." dedi Livei gülümseyerek. Sanki üstünden on beş yıl geçmiş gibi hissediyordu. Dusha'ya 3 günlük iznini kullanarak gelmişti ve otel kayıtlarında bir karışıklık olduğu için dışarıda kalmıştı. Shisha onu görünce yardım etmek istemiş, ona içki ısmarlamış ve bir otele götürmüştü. Sahi... O hikayenin sonu nasıl bitmişti? Livei'nin geri kalanına ilişkin anıları karanlıktı.

Mavi ve Shisha aralarında şakalaşırlarken Dusha sokaklarında ilerlemeye devam ediyorlardı. Shisha'nın tavsiye ettiği bir kafeden içeri girdiler. Hava hala yeni aydınlanıyor olduğu için ortam fazlasıyla loştu, etrafta da kimsecikler yoktu. Bu kafenin bu saatte açık olmasına bile şaşırmıştı Livei. Shisha'nın esprisine karşı gülümsemişti Livei. "Bu saatte içilmez o zaten yaa." Böylece üç adet çay sipariş ettiler. Livei tam güzel bir soluk almış rahatlıyordu ki Shisha'nın bakışlarının şakadan ciddiyete doğru evrildiğini fark etti. Kesin birazdan hayatında duyacağı en absürt şeyi duyacaktı. Nefesini tutup gözlerini ona dikti, ne söyleyeceğini beklemeye başladı. Shisha ağzını açıp Dusha'da bir observer yakaladığını söylemişti. "Observer mı? Dusha'da?" Evet, tam da Livei'nin beklediği gibi asla hayal edemeyeceği kadar absürt bir şey yaşamıştı yine Shisha.

Shisha'yı konuşmaya teşvik etmek için sustu. Shisha, cumhurbaşkanı ile görüşmelerinden sonra Livei'yi observerın yanına götürmek istediğini, onunla hep birlikte yüzleşmelerinin daha iyi olacağını vurguladı. Livei yutkundu. Daha önce observerlar ile çok fazla karşılaşmıştı ama karşı tarafın direkt tutsak olduğu bir karşılaşma... Bunun fikri Livei'yi biraz geriyordu. Öğreneceklerinden de, yapabileceklerinden de korkuyordu. Mavi observerı nasıl yakaladığını sorduğunda Shisha saatini alarak tekme yumruk daldığını söylemişti. Sahi, observerların saatlerinden başka güçleri yoktu. Silahları da olmayınca tamamen savunmasız kalıyorlardı. Shisha sonrasında hikayesine devam ederek onu krala yardım ederken yakaladığını, krala sadık kaldığını ve bu esnada da yakalandığını anlatmıştı. "Krala sadık mı kalmış? Neden ki? İkinci bir Deith Ozæf mi yaratmaya çalışıyorlardı? Ne planlıyorlar?" Livei derin düşüncelere daldı bir süre. Sonra Shisha'nın gözlerine döndü büyük bir ciddiyetle. "Saati duruyor mu? Alabilir miyim? Bir saatimin olması işlerimi çok kolaylaştırır." Mabi'nin de Bok'un da Shisha'nın da saatleri vardı. Haberleşmek ve ulaşım için sürekli onlara bağımlı kalmak istemiyordu.
Image
► Show Spoiler

Re: [Livei Nyawodz] Öz ve Benlik

#33
Shisha, ciddi soruların üzerine derin bir nefes alıyor, ardından düşünceli bir şekilde konuşmaya başlıyor. "Evet, tahminimce ikinci bir Deith Ozæf yaratma planları var. Tekrar bir isyan çıkarıp, kontrolü ele geçirmek istiyor olabilirler. Bu adamın yalnız olmadığını düşünüyorum; arkasında daha büyük bir plan olabilir. Çünkü düşünsene, öyle bir figür baya işlerine yarıyor." Mavi araya girip, gözlerini kısarak soruyor "Yani Dusha'da hala kral yanlıları var? Ne yapmayı planlıyorlarmış?" Shisha, başını ona çevirip hafifçe gülümsüyor. "Evet, var. Ama ne yapmayı planladıkları tam belli değil. Sadece krala olan sadakatlerini gösteriyorlar. Onun davranışları ve konuşmaları, krala bağlılığını ortaya koyuyordu. Planlarını tam olarak öğrenemedim. Büyük ihtimalle yer altında daha büyük bir yapı var." Sonra Shisha, cebinden küçük, parlak bir saat çıkarıyor ve sana uzatıyor. "Saati alabilirsin. Sende de olması iyi olur. İşleri kolaylaştırır. Ama dikkatli kullan, bunlar sadece birer saat değil, yanlış ellerde tehlikeli olabilirler." Saat, Shisha'nın parmaklarında parıldıyor, onun yüzündeki ciddiyet saatin önemini anlatmaya yetiyor. Saati alıyor ve koluna takıyorsun. Artık saatin var. "Konuşturmak kolay olmayacak, ama en azından adam elimizde. Hep birlikte ona sorular sorup gerçeği öğrenebiliriz." diyor. Olayın ciddiyetini daha da iyi kavradığını hissediyorsun.

Hava aydınlanmaya başladıkça, sonunda yerinizden kalkıp devlet binasına doğru yürümeye başlıyorsunuz. Şehir yavaş yavaş canlanıyor. İnsanlar sokaklara doluşmuş, işlerine gitmek için aceleyle yürüyor. Etrafta kahkahalar, neşeli selamlaşmalar duyuluyor. Sokak satıcıları tezgahlarını kurmuş, çeşitli yiyecek ve eşyalar satmaya başlamış. Dusha'nın sokakları, güneş ışıklarının binaların arasından süzülmesiyle birlikte yaşam dolu bir hal alıyor. Şehir her zamanki ritmini bulmuş gibi. Havanın tatlı sabah serinliği yüzünü okşuyor, biraz olsun rahatladığını hissediyorsun. Devlet binasına vardığınızda, ihtişamlı bir giriş sizi karşılıyor. Devasa sütunlar, muazzam kapılar binanın önemini gözler önüne seriyor. İçeri adım attığınızda, Cumhurbaşkanı Dana Ferori sizi karşılıyor. Uzun, dalgalı saçları ve karizmatik gülümsemesiyle güçlü bir varlık hissi uyandırıyor. "Hoş geldiniz. Sizi görmekten memnunum. Uzun zamandır tanışmak istiyordum." Onunla birlikte üst kata çıkmaya başlıyorsunuz. Yürürken, onun zarifliğine hayran kalıyorsun. Hem güzel hem de karizmatik. Yukarı çıktığınızda, Cumhurbaşkanı sizden özür dileyerek konuşuyor. "Resmi formaliteler bazen sıkıcı olabiliyor, kusura bakmayın. Ama bunca şey arasında sizinle tanışmak benim için önemliydi."

Shisha’ya dönüyor ve saçlarını düzelterek "Of, bak yine saçım bozuldu." diyor. Shisha hafifçe kahkaha atıyor. "Boşver saçını kız, takma o kadar." Aralarındaki samimi diyalog, ortamı biraz daha rahatlatıyor. Sonra Dana sana dönüp arkadaşçıl bir tonla "Yanındaki kıvırcık kafa sayesinde kraliyeti devirdik." diyor Shisha’yı işaret ederek. "Sizin Gedhilfe'deki çalışmalarınızı da biliyorum. İki devrimci olarak konuşmak istedim." Elini uzatarak seni tebrik ediyor. El sıkışırken, kadın gözlerini sana kilitliyor ve devam ediyor. "Shira diye bir arkadaşınız varmış. Ülkesine dönmek istiyormuş. Doğru mu?"

Re: [Livei Nyawodz] Öz ve Benlik

#34
Livei'nin tahminine katılmıştı Shisha. Arkasında daha büyük bir plan olduğunu düşündüğünü, ikinci bir Deith Ozæf oluşturma çabası olabileceğine katıldığını söylemişti. Livei onu başını sallayarak dinledi. Mavi de lafa girerek Dusha'da kral yanlıları olduğunu söylemişti. Kral yanlıları vardı ancak tam olarak neyi amaçladıklarını bilmiyorlardı. Bu tarz devrimlerde kraldan çok kralcıların olması çok absürt bir durum değildi ancak işin içinde Dünyalıların olması işin rengini değiştiriyordu. Livei'nin talebi doğrultusunda Shisha hemen cebinden çıkarıp uzatmıştı saati. Alabileceğini söylemişti. Livei anında yapıştı saate. Elinde evirip çevirip kurcalamaya başladı. Bu esnada da Shisha yanlış kullanmaması konusunda onu tembihliyordu. Livei saati koluna taktı. "Saatim şekil önümden çekil." Adam resmen bunu cebinde taşıyordu ve ihtiyacı olur mu diye teklif etmeye gerek bile duymamıştı. Aynı şekilde Bok da güçleri olmasına rağmen saati almıştı. Nereden aldığını bilmiyordu bile Livei. Mabi'nin de saati vardı. Thomas'ın topladığı Dünyalı saatlerini ne yaptığı belli değildi. Hiç Livei'yi düşünen yoktu. Birilerine ulaşmak veya seyahat etmek için hep saati olanlara muhtaç kalıyordu. Artık kendi işini kendi görebilecekti. Saatinin ayarlarını denemek için hemen Mabi'ye bir mesaj çekti. "Naber? Bak benim artık neyim var :p" Sonuna eklediği şey dilini çıkarmış bir figüre benziyordu. Bu buluşuna hayran hayran bakarak gülümsedi. O esnada Shisha adamı konuşturmaya gideceklerini vurguluyordu.

Çay saati sona erdikten sonra hep birlikte devlet binasına ilerlemeye başladılar. Kraliyet şatosu değil de devlet binası demek çok garip geliyordu Dusha için. Artık mesai saati başlamıştı ve insan sayısı artmıştı. Herkes dükkanını açıyordu, sokakta da satıcılar görülmeye başlamıştı. Devlet binasına girdiklerinde Livei'nin gözleri kocaman büyüdü. Saraydan pek de bir farkı yoktu binanın. Bu bina öncesinde ne için kullanılıyordu ki acaba? Gösterişli sütunlar ve mermerlerle donatılmıştı ve oldukça şık bir tasarımı vardı. İçeri girdikleri anda cumhurbaşkanı ile de tanışmışlardı. Orta yaşlarda görünüyordu. Uzun dalgalı saçları ve kendinden emin bir gülümsemesi vardı. Bu unvana fazlasıyla yakışıyordu. İçeri girdiklerinde kocaman bir gülümsemeyle her birinin elini sıkmıştı. "Livei Nyawodz. Memnun oldum efendim." Üst kata doğru kadının peşinde ilerlerken zarafeti, nezaketi ve karizmasıyla Livei'yi fazlaca etkilemişti. Cumhurbaşkanı olmadan önce ne görev yaptığını merak etmişti Livei. Siyasetle ilgisi olmalıydı muhakkak. Shisha ile aralarındaki samimi konuşmalardan bir geçmişleri olduğunu fark etmişti. Kendinden de devrimci olarak bahsettiğine göre kralın devrilmesinde parmağı vardı. Shisha ile birlikte çalışmış olmalıydılar. Livei'nin de devrimci olduğunu ima ettiğinde Livei hafifçe tebessüm etti. "Ben devrimci sayılmam aslında. Kralı değiştirdik sadece. Gedhilfe'nin krallık sistemini bırakması oldukça sarsıcı olurdu ama yeni kralla dostluğum söz konusu." Ona uzattığı eli sıktı. Dana bir anda Shira diye bir arkadaşı olduğundan bahsedince Livei'nin gözleri kocaman büyüdü. "Evet. Shira Dushalı ancak uzun zaman önce ailesinden ayrı kalmış. Gedhilfe'ye gönderilmiş. Memleketine dönmek ve ailesini bulmak en büyük arzusu. Ona yardımcı olabilir misiniz?"
Image
► Show Spoiler

Re: [Livei Nyawodz & Mabi Chüimimuta] Öz ve Benlik

#35
Cumhurbaşkanı Dana, söylediklerini dikkatle dinliyor, gözlerinde kısa bir düşünce kıvılcımı beliriyor. O an duraksayıp kaşlarını hafifçe çattığını fark ediyorsun. Bir adım öne çıkarak sesini biraz alçaltıyor, ancak hala ciddiyetini koruyan bir tonla konuşmaya başlıyor. "Shira'nın durumu hakkında uzun zamandır araştırmalar yapıyorduk. Kendisinin Dusha'da herhangi bir aile bireyine ait kayıt bulamadık. Nüfus kayıtlarında adı bile geçmiyor, ne doğum bilgisi ne de bir akraba izi. Hatta soruşturma yaptığımızda, Dusha'da ona dair herhangi bir kan bağının olmadığını öğrendik." Dana'nın sesi gittikçe daha soğukkanlı bir tona bürünüyor. Bir an duraksayıp etrafa bakıyor, odadaki diğer yüzlerle göz teması kurmadan önce bir süre sessizlik içinde kalıyor. Ardından gözlerini sana dikiyor ve sorusunu doğrudan soruyor. "Yalan söylüyor olabilir mi? Shira'yı ne kadar iyi tanıyorsunuz?"

Bu soruya karşı istemsizce kaşların çatılıyor, zihninde Shira'yla geçirdiğin anlar, onun duygularının samimiyeti gelip gidiyor. Ne olursa olsun, Shira'nın hikayesi hep tutarlı olmuştu. Dürüst biriydi, en azından senin bildiğin kadarıyla. Ama yine de Dana'nın sorgulayıcı tavrı bir şeyleri kaşıyor. Tam bu sırada Shisha hafifçe kıkırdayarak araya giriyor. "Şimdi cumhurbaşkanı hanım, Dusha'da her taşın altına bakmadığınıza emin misiniz?" diyor. Shisha'nın bu sözleri ortamın gerilimini biraz hafifletiyor ama Dana hala ciddi ve kararlı. "Bu durum ciddiye alınmalı. Belki de başka bir şeyler dönüyor." Mavi ise kollarını göğsünde kavuşturmuş, kaşlarını çatmış bir halde duruyor. "Shira yalan söylemez." diyor kararlı bir sesle. "Onu yakından tanırım. Ailesiyle ilgili söylediklerini asla uydurmuş olamaz. Bize anlattıklarının hepsinde duyguları samimiydi. Şu an onun hakkında şüphelenmek haksızlık olur."

Dana, Mavi’nin bu kararlı sözlerine karşı hafifçe başını sallıyor, ama gözlerindeki sorgulayan bakış hala aynı kalıyor. "Anlıyorum. Ancak, Dusha'da ailesinin izine rastlanmadığını göz ardı edemeyiz. Belki de geçmişinde bir şeyler saklıdır, bilemeyiz. Ama şu an bu konuda kesin bir yargıya varmak için elimizde yeterli bilgi yok." Dana'nın ses tonundaki ciddiyet durumu daha da ağırlaştırıyor. Sanki bu konunun altından daha fazla şey çıkacakmış gibi bir his doğuyor içine. Yine de, Shira'nın yalan söyleyebileceği ihtimali seni de huzursuz ediyor.

Bir anda oda içerisinde tuhaf bir hareketlenme oluyor. Bir ışık dalgası yayılıyor ve aniden Mabi, Thomas ve Frip binanın içinde beliriyorlar. Işınlanmış olmalılar. Aniden bir sessizlik çöküyor odaya; herkes gözlerini onlara dikmiş durumda. Bir anda Dana, gözleri kocaman açılarak sandalyesinden sıçrıyor. Panik dolu bakışlarla Mabi, Thomas ve Frip’e doğru işaret ederken "Bunlar kim? Ne oluyor burada? Güvenlik!" diye bağırıyor, sesi odada yankılanıyor. Ellerini kollarını telaşla sallıyor, yüzünde bir karış korku ve şaşkınlık ifadesi. Ortam aniden geriliyor, ve bir gerginlik havası oluşuyor.

Shisha ise hemen devreye giriyor, ellerini havada sakinleştirici bir şekilde sallayarak "Hey, hey sakin ol Dana! Onlar bizimkiler, dostlarımız! Bir sorun yok!" diyor. Sesinde rahatlatıcı bir ton var, ama Dana'nın tepkisini yatıştırmak için fazla aceleci davranıyor gibi. Gözlerini Dana'ya dikip, durumu açıklamaya çalışıyor. "Bunlar Mabi ve ekibi, güvenliklik bir durum yok." Dana’nın nefesi biraz daha düzene girerken, gözlerini yine grupta gezdiriyor, ama hala temkinli. O an bir iç çekerek sandalyesine geri oturuyor, ama bakışlarında hala dikkatli bir endişe var.
Off Topic
Mabi Chüimimuta konuya dahil edilmiştir.

Re: [Livei Nyawodz & Mabi Chüimimuta] Öz ve Benlik

#36
Cumhurbaşkanı Dana, Shira'ya dair herhangi bir kayıt olmadığını, hatta nüfus kayıtlarında adının bile geçmediğini söylediğinde Livei şaşırdı. Dusha'da ona dair herhangi bir iz, bir akraba, herhangi bir kan bağı, Dusha'da olduğuna dair hiçbir kayıt yoktu. Haliyle de Dana işin içinde başka bir şey olduğunu düşünüyordu. Livei çok uzun zamandır onlarla birlikteydi ancak Mavi ve Friks, Shira'yı bundan da uzun zamandır tanıyorlardı. Shira ekibe kendisinden önce dahil olmuştu. Pek çok konuda onlara yardımcı olmuş ve destek vermişti. Şüpheli herhangi bir şey yapmamıştı. Yalan söylemek için de bir sebebi yoktu. Dusha'daki ailesini bulmak istediğini ise bundan çok uzun zaman önce, kırılgan hissettiği bir anında açmıştı. Dana'nın şüpheleri üzerine Mavi söze girerek Shira'nın asla yalan söylemeyeceğine inandığını dile getirmişti. Livei de ona destek çıktı. "Mavi onu benden çok daha uzun zamandır tanıyor. Açıkçası onu tanıdığım bu kısa süre içerisinde ben de yalan söyleyeceğini düşünmüyorum. Bana Gedhilfe'ye zorla sürüldüğünü, ailesinden ayrı bırakıldığını söylemişti. Belki de Gedhilfe hükümeti onun Dusha'daki kayıtlarını sildirmiştir bir daha ailesine ulaşamaması için? Bilemiyorum ama Shira'nın yalan söylemesi ihtimali zor geliyor. Yine de herkesi güvende tutmak için onu tek başına değil, birileriyle gözetim halinde Dusha'ya yollayabiliriz. Ailesini arayış sürecinde de yardımcı oluruz. Geri dönünce bunu onunla konuşurum." dedi kendinden emin bir ses tonuyla.

Bu muhabbet sona erdikten sonra odanın içerisinde bir ışık dalgalanması olmuştu ve bir anda üç tanıdık sima belirmişti. Mabi, Frip ve Thomas gelmişlerdi. İçeriye ışınlandıkları anda tuhaf bir sessizlik oluşmuştu. Hemen ardından Dana korkarak güvenliğe seslenmişti. Shira ise onu yatıştırmaya çalışıyordu. "Cumhurbaşkanı Dana, onlar benim ekibimin kıymetli üyeleri. Korkmanızı gerektiren bir durum yok." dedikten sonra üçlüye döndü. "Önemli bir durum mu var yoksa? Bok sizi aramaya çıkmıştı. Mabi ona mesaj yollamış sanırım. O sizinle değil mi?"
Image
► Show Spoiler

Re: [Livei Nyawodz & Mabi Chüimimuta] Öz ve Benlik

#37
Odanın içerisine ani ışınlanmamızdan sonra, herkesin gözleri bizlere doğru dikiliyordu. Adamın biri sandalyesinden sıçrayıp panik dolu bakışlarla bizi işaret ederek, kim olduğumuzu sorguluyordu. Güvenliğe doğru seslenip ellerini kollarını telaşla sallamaya başlıyordu, bu durumda oldukça komiğime gittiğinden gergin ortamın içerisinde kıkırdamaya başlamıştım. Shisha hemen devreye girip onlardan olduğumuzu söylediğinde, gülümseyerek suratına bakmaya başladım adamın. Güvenlik gerektirecek bir durum olmadığını, bizim dost olduğumuzu anlatmaya devam ederken gözlerimi odada gezdirmeye başladım. Tanımadığım tek yüz bu adamdı sanırım. Shisha'dan sonra Livei söze girerek bu adamın Cumhurbaşkanı Dana olduğunu ağzından çıkarmıştı, yine de onu tanımıyordum. Bize dönerek önemli bir durum olup olmadığını soruyordu, Bok'un bizi aramaya çıktığını söylüyordu. Ben de fırsat kaybetmeden söze girmeyi tercih etmiştim.

"Bok'un nerede olduğunu bilmiyorum ve önemli bir konu var. Elion benimle konuşmak için Djurat'a geldi. Mavi Yıldız ve Mutlak Son'un beraber çalışmasını istiyor. Durum şöyle, Dünya'yı alt etmemiz gerekiyor çünkü büyük bir savaş patlak verecek. İkinci Kıta'ya, hem Mavi Yıldız'ı hem de bizi sürmek için büyük bir saldırı hazırlığındalar. Birkaç gün veya daha az sürecek bir vaktimiz var. Bizleri köşeye sıkıştıracaklar, hareket alanımız tamamen kısıtlanacak. Bu saldırı ile birlikte ölüm tuzağına düşeceğiz. Bunları yakaladıkları Observer'lardan öğrenmişler. Bizi birbirimize düşürecekler, sonrasında da bizi yok edecekler. Kısa bir özet bu." Dedikten sonra olayı sindirmeleri için kısa bir süre tanıdım sessizliğe gömülerek. Sonrasında tekrardan konuşmaya başladım. "Elion ortak bir alanda bizimle görüşmek istiyor. Sizlerle birlikte gitmek istedim ve gitmek zorundayız. Ne yapacağımızı, neler olacağını görüşmemiz gerekiyor. Hepimizin görüşlerine ihtiyacı olan bir durum bu ve ben görüşmemiz gerektiğini düşünüyorum." Diyerek sonlandırdım cümlelerimi.
► Show Spoiler
Image
GERIR BIREJ
Image
Image
image

Re: [Livei Nyawodz & Mabi Chüimimuta] Öz ve Benlik

#38
Dana, Mabi’nin söylediklerini ciddiyetle dinlerken kaşlarını hafifçe çatarak Shisha’ya dönüyor. "Anlaşılan sizin işiniz var, ben de işlerimi halledeyim, sonra tekrar konuşuruz." diyor ve ayağa kalkıyor. Yüzünde hala bir gerginlik var, ama soğukkanlılığını korumaya çalışıyor. "Livei, seni tanımak büyük bir memnuniyetti. Umarım ilerleyen zamanlarda daha çok vakit geçirebiliriz." Ardından Mabi’ye dönerek hafif bir tebessümle ekliyor. "Siz de bir daha böyle aniden belirmeyin lütfen, pek alışık değilim." diyor ve odadan hızla çıkıyor.

Odaya bir anlık sessizlik çöküyor. Dana’nın çıkışıyla birlikte havada asılı kalan gerilim yavaşça dağılıyor, ama kimse tam olarak rahatlamış değil. Shisha, Mabi’ye doğru dönüp kollarını göğsünde birleştirerek kaşlarını kaldırıyor. "Mavi Yıldız böyle bir şey dedi diye neden hemen doğru olduğunu varsayıyoruz?" diye çıkışıyor. Sesi biraz sert çıkıyor, sanki bu habere tamamen güvenmekte tereddüt ediyormuş gibi. "Bize kimse dostça yaklaşmaz, hele ki Dünya gibi bir düşmanla savaşıyorsak. Elion’un söylediklerini bu kadar kolay kabul edemeyiz. Belki bir tuzaktır, belki bizi birbirimize düşürüp kaos yaratmaya çalışıyorlar." Shisha’nın söyledikleri odadaki diğerlerine de bir anlık düşünme molası verdiriyor. Mavi, Shisha’nın sözlerine katılmadığını belli eden bir duruşla başını hafifçe yana eğiyor. "Adamlar bizden daha fazla işin içindeler sonuçta, bu reddedemeyeceğimiz bir gerçek. Ellerinde çok fazla bilgi var. Eğer Dünya’nın planını biliyorlarsa, bu işbirliğini göz ardı edemeyiz. Bizi hedef alan bir saldırıdan bahsediyorlar. Ne kadar güvensiz olursa olsun, en azından bir araya gelip dinlemeliyiz. Bunu yapmazsak belki de çok geç olabilir."

Mavi’nin bu temkinli yaklaşımı, odadaki gerilimi bir nebze yumuşatıyor. Frip ise Mavi’ye destek vererek konuşmaya başlıyor. "Katılıyorum. Bu kadar büyük bir riskin gerçek olabileceğini göz ardı edemeyiz. Her ne kadar Elion’a tamamen güvenmesek de bu kadar büyük bir saldırı tehlikesi gerçek olabilir. Bir şeyler yapmamız gerekiyor." Thomas ise tüm bu konuşmalar boyunca sessiz kalıyor ama başını onaylarcasına sallıyor. "Eğer böyle bir şey varsa ve saldırıya uğrarsak, hazırlıksız yakalanmak bizi bitirir. Elion’a güvenmek zorunda değiliz, ama en azından durumu öğrenmek zorundayız." diyor sonunda. Bu kısa cümleler bile onun konuyu ne kadar önemsediğini belli ediyor.

Gözler bir anda Livei’ye dönüyor. Konunun ağırlığı altında herkesin fikirlerini söyledikten sonra, karar aşamasına geldiklerini hissediyorsun. Odayı dolduran sessizlik içinde karar verici bir figür olarak kaldığını anlıyorsun.
Off Topic
Bu tur ile başlayarak istediğiniz kadar Free RP döndürebilirsiniz. Konuşma aşaması bittiğinde tekrardan GM istediğinizi dile getirir bir off topic mesajı atabilirsiniz.

Re: [Livei Nyawodz & Mabi Chüimimuta] Öz ve Benlik

#39
Mabi önemli bir konu olduğunu söyleyerek hemen mevzuya geçmişti. Elion'un onunla irtibata geçtiğini ve Dünya'nın yakın zamanda yapacağı büyük bir saldırı planı için onlarla birlik olmak istediklerini anlatmıştı. Livei büyük bir ciddiyetle onu dinlerken bir yandan da daha birkaç saat önce benzer bir meselenin hasbihalini Bok ve Mavi ile yapmasının tesadüfüne şaşırıyordu içten içe. Elion'un altıncı hisleri kuvvetliydi herhalde. Dünya'nın onlara saldırması planına bile şaşırmamıştı, son dönemde oldukça aktiftiler onları yıpratma noktasında. Artık son noktaya gelmiş olmalıydılar. Livei bu haberi er ya da geç almayı bekliyordu. Mabi sözlerini Elion'un onlarla ortak bir alanda görüşmek istediğini söyleyerek bitirmişti.

Livei, Mabi'nin sözlerini sindirdikten sonra derin bir iç çekerek odadakilere döndü. Dana hem bu meseleyi büyük bir ciddiyetle dinlemiş, hem de onlara alan tanıyarak yalnız kalmalarını sağlamak için odadan çıkmıştı. Livei ona gitmeden evvel kısaca başıyla selam vererek vedalaşmıştı. Şimdiye geriye odadaki sessizliği bozmak kalmıştı. Shisha, söyleyecek çok şeyi varmış gibi üstten bir tavırla konuya girmişti hemen. Mavi Yıldız'a güvenmiyordu doğal olarak. Zaten güvenmek akıl karı değildi. Bunun tuzak olması ihtimalini göze almaları gerektiğini belirtmişti. Buna karşılık Mavi, önceki fikirlerini destekler nitelikte Mavi Yıldız'ın büyük istihbarat imkanlarına vurgu yaparak bu teklifi görmezden gelemeyeceklerini savunmuştu. Frip de aynı şekilde Mavi'ye destek vermişti. Thomas da aynı fikirde gibi görünüyordu.

Odadaki herkes fikirlerini belirtince konuşma sırası Livei'ye gelmişti. Kısa bir an duraksadıktan sonra söze girdi. "Bunun er ya da geç olacağını biliyorduk. Dünya bize yönelik saldırıları olacağına dair net bir mesaj verdi. Daha bu gece Mavi'ye snapshotu saldırdı zaten." Kararsızlıkla iç çektikten sonra alacağı kararın ağırlığı omuzlarındaymış gibi bir teslimiyetle devam etti. "Diğer ihtimalimiz Mavi Yıldız'ı kendi haline bırakmak veya onları düşman bellemek. Bunun da bize hiçbir yararı yok. Elion'a ve Mavi Yıldız'a tabi ki de hiçbir zaman güvenemeyiz ancak bu işbirliğinin bize kazandıracağı çok şey var. Yeterince dikkatli olursak hem Mavi Yıldız'ın gücüne erişiriz hem de belki onları içeriden kontrol etmeyi başarabiliriz. Bizim ideallerimiz net ve kesin. Onların hiçbir ideali ile de uyuşmuyor. Bu kararlılıkla yola çıkarsak, işin sonunda bir şeyleri değiştirebiliriz diye düşünüyorum. Değiştiremezsek de Dünya ile işimiz bitince Mavi Yıldız ile de savaşırız. Şu anda Dünya gibi bir güce karşı tüm Ingeniumlular olarak birlik olmamız gerekiyor diye düşünüyorum." Mabi'ye döndü. "Elion ile hiç vakit kaybetmeden bir buluşma ayarlayalım. Mümkünse onların karargahında filan olmasın. Kimsenin avantajına olmayan, nötr bir mekanda görüşelim. Ama öncesinde elimizde önemli bir kozumuz daha var. Senin de yanımda olmanı istiyorum. Shisha bir observer yakalamış ve onu konuşturmamız lazım. Ben de onun saatini aldım." Madem herkes artık buradaydı ve her şey kesinleşmişti, Bok'un da onlarla olmasını ve fikir vermesini istiyordu. Hem neredeydi ki bu adam? "Ben şu Bok'u da bir bulayım." dedi ve elini saatine götürdü. Kurcalayarak Bok ile iletişim kurmaya çalışacaktı.
Image
► Show Spoiler

Re: [Livei Nyawodz & Mabi Chüimimuta] Öz ve Benlik

#40
İsminin Dana olduğunu öğrendiğim bu adamın yanında konuşmak her ne kadar riskli olmuş olsa da, adam anlayış göstererek yanımızdan ayrılmaya karar vermişti. Gitmeden önce de, bana tebessümle söylediği karşılık "Bunu söylememen lazımdı, şimdi şaka olsun diye yaparım bak." diyerek tepki vermiştim. Dana'nın gidişinden sonra ortama çöken sessizliği bozan ilk kişi Shisha oluyordu. Bunun böyle gereksiz yere yükselişleri beni hep germişti. Bana karşı mı bir tavrı olup olmadığını sorgulatacak derecedeydi artık. Mavi'den önce söze girerek Shisha'nın gözlerinin içine bakmıştım. "Sesini alçalt. Herkesin fikrini almaya geldim, yaptığım her harekete karşı sesini yükseltmen beni geriyor. Ben gerilirsem, senin için hiç iyi olmaz. Bu son uyarın." Diyerek uyarmıştım Dusha'nın çöl maymununu.

Ondan sonrasında Mavi'nin söze girmesiyle birlikte dikkatle dinlemiştim, bu sefer yorum yapmak yerine sessiz kalmayı tercih ediyordum. Dediği gibi, bunu yapmazsak çok geç olabilirdi. Frip'te ona katıldığını belirtmesinin ardından, Thomas Elion'a güvenmek zorunda olmadığımızı, ancak durumu öğrenmemiz gerektiğini söylüyordu. Onun cümlelerini kafamı aşağı yukarı sallayarak onaylamıştım. Kısa bir süre sonra da Livei'nin söze girmesiyle onu dinlemeye başladım. Ingeniumlular olarak Dünya'ya karşı birlik olmamız gerektiğini söylüyordu, bu sebeple Elion ile hiç vakit kaybetmeden buluşma ayarlamamız gerektiğini söylüyordu. Ben de bu fikre katılıyordum. Bunun öncesinde bir kozumuz olduğunu, beni yanında istiyordu. Çöl maymunun bir observer yakaladığını ve onu konuşturmamız gerektiğini söylüyordu. Boynumu sağa sola yatırarak kıtlattıktan sonra gülümseyerek cevap vermiştim.

"Hadi konuşturalım o zaman. Sonrasında Elion'la iletişime geçerim."

Diyerek cevap vermiş ve Livei'yi beklemeye başlamıştım.
► Show Spoiler
Image
GERIR BIREJ
Image
Image
image
Locked

Return to “Konutlar”

cron