[Bok Jemipech] Tuplo Tuplo Partizani
#1Öğle vakti dışarı çıkmış, bir gazete ve bir bardak içinde klasik Djurat çorbalarından almıştım. Caddede biraz ilerleyip benim apartmanın yakınındaki parkta bir bank buldum. Oturup çorbamdan bir yudum aldım ve gazeteye bakmaya başladım. Ağaçlar esintiyle sallanıyor, kuşlar tatlı tatlı cıvıldıyordu. Tek rahatsızlık veren çocukların çığlıklarıydı ama onu da alttan alabilirdim. Bacak bacak üzerine atıp gazetemin bir tarafını baldırıma serdim. Bardağı tutmadığım elimle de sayfayı dengeliyordum. İlk sayfa yine klasik terör ile ilgili işler. Jechi'de terör saldırısı olmuş. Ulan Jechi'ye de saldırmazsın ne bileyim. Köy zaten. Soktuğumun salak terör örgütü köylüye saldırıyor. Bizim Cumhurbaşkanımız da klasik kınama laflarını söylemiş. Hainleri bulacağını ve ceza verileceğini söylemiş falan. Ağzımla etkilenmediğimi gösteren bir ses çıkarıp sayfayı değiştirdim. Sürekli aynı olaylardan bıktım. Herhalde burada tek istemediğim şey polis teşkilatında apar topar oraya yollanmak. Ağzımdan yel alsın...
Üçüncü sayfaya kadar ölüm haberleri, insanların kavgaları falan var. Her zaman aynı şeyler... Biraz magazin falan bakayım dedim. O da hiç sarmadı ki ciddi ciddi. Bana ne milletin aşkından meşkinden. Benim yok kimsem. Tek başıma oturuyorum evde. Karşı dairedeki aile arada kapımı çalıyor yemek falan veriyor. Öldüm mü kaldım mı diye yokluyorlar bence. Kedi mi alsam ki ya. Kafamı kaldırıp gökyüzüne baktım. O maviliğe doğru iç çektim. İş için şehirler arası yolculuk yapmam gerekiyor kedi ölür evde. Bir de benim laboratuvara girerse oranın içine sıçar. Evet, kedi fikri başlamadan bitti. Tekrar indirdim kafamı gazeteye. Ünlü bir adam, karısını aldatmış. Ben birini bulamıyorum. Millet bir de aldatıyor...
Çorbamı bitirince gazetenin sonundaki çapraz bulmacayı yaptım. O bitince de kalktım banktan. Gazeteyi banka bıraktım, bardağı da çöpe attım. Bu gün dışarı çıkma amacım gazete okumak değildi çünkü. Evde kendime eziyet etmekten, kafamdan insanlar yaratıp onlara hikaye uydurmaktan daha kaliteli zaman geçirebileceğimi bilerek yolun sonundaki kütüphaneye gitmeye karar verdim. Orada olduğunu geçen işten dönerken fark etmiştim. Eski bir bina olduğu için belki güzel bilgiler bulabilirim diye düşündüm. Ki televizyonun, radyonun olduğu bu devirde kütüphaneye gitmek diye bir şey kalmadı. Çok dolu olmayacağına eminim.
Ezilmemek için oldukça ses çıkararak ilerleyen arabanın önünden koşarak geçtim ve caddenin diğer tarafına geçene kadar 2 kere kaza geçirme riski atlattım. Buraya bir şeyler yapmaları lazım yoksa sürekli hayati tehlike geçiriyorum. Jekot öyle, jekot şöyle diyorlar ama adam hayat kalitemizle ilgilenmiyor. Tabi nedeni azınlıklar ve terörle uğraştığı için de olabilir. Her neyse... Hızlı adımlarla ve insanlara çarpmamaya çalışarak yürüdüm ve kütüphaneye vardım. Merdivenlerini oraya oturan ve içeri girmeye pek niyetli olmayan çocukların üstünden atlayarak çıktım. İçeriye girdiğimde insanlarla pek muhattap olmamaya çalışarak kitaplara ilerleyecektim. Kütüphanede araştırma konusu olarak kendi ırkımı belirlemiştim. Bu yüzden kitapların arasında ilk T harfine gidecektim. Eğer orada bulamazsam "Azınlıklar", "Eski kıta tarihi", "Uzak Çağ" gibi anahtar kelimeleri arayacaktım. Irkımla ilgili bildiğim çok eskiden beri geldikleri. Belki Qardakh ve Djurat'lılardan bile eski... Patchem lafını biliyorum. Merhaba demek bu. Onun dışında bir şey bilmiyorum. Ailemde Tuplo'larla ilgili tek şey belli semboller. Köklerimizden çok uzaklaşmış olmamıza rağmen bu sembolleri evlerimizde bulundurmaya çalışıyoruz. Onun dışında asimile olmuşuz. Bu yüzden izin verildiği an yüzüme simgelerimizden bir dövme yaptırdım. Bir yere ait olmama hissi gerçekten zor. Daha çok bilgi edinmeliyim.
Yan Çar/Podosḧi Øfinuafeme
Buraya kısa saçlı bok imzası gelecek
► Show Spoiler