Gözlerini kapatıp, Livei'nin enerjisini hissetmeye çalışıyorsun. Onunla geçirdiğiniz anıları, birlikte yaşadığınız maceraları, onun sesini, kahkahalarını hatırlıyorsun. Bu anılar, seni ona doğru çekiyor. İçindeki enerji, seni saran bir kalkan gibi koruyor ve seni Livei'nin yanına götürmeye çalışıyor. Derin bir nefes alıp, enerjini ona odaklıyorsun. Bir an için, etrafındaki her şeyi unutuyorsun ve sadece Livei'ye odaklanıyorsun. Bir anda bir şeylerin ters gitmeye başladığını fark ediyorsun. İçindeki enerji, seni saran bir kalkan gibi korumak yerine, seni sıkıştırıyor, boğuyor. Derin bir nefes almak istediğinde, ciğerlerine dolan hava yerine, keskin bir soğukla karşılaşıyorsun. Etrafındaki her şey karanlıklaşıyor, sanki bir boşluğa sürükleniyorsun. Bir an için, etrafındaki her şeyi unutuyorsun ve sadece bu korkunç boşlukta sürükleniyorsun. Ancak bu boşluk, sadece fiziksel bir boşluk değil, aynı zamanda zihinsel bir boşluk. En derin korkuların, en karanlık anıların, en acı veren hatıraların bu boşlukta seni bekliyor. Her biri, seni daha da derinlere çekiyor, daha da karanlığa sürüklüyor. Bir anda, etrafında beliren korkunç yaratıkların arasında buluyorsun kendini. Bunlar, çocukluğundan beri kabuslarında gördüğün, ama gerçekte var olmadığına inandığın yaratıklar. Ancak şimdi, hepsi burada, seninle. Onların soğuk, ölü gözleri seni izliyor, uzun, keskin pençeleriyle seni yakalamaya çalışıyorlar. Her biri, senin en derin korkularını temsil ediyor. Kaybolmuş aşklar, yitirilmiş dostluklar, gerçekleşmemiş hayaller... Hepsi burada, seni bekliyor. Bu korkunç boşlukta sürüklenirken, bir yandan da zihnindeki sesleri duyuyorsun. Bu sesler, senin iç sesin değil, daha karanlık, daha tehditkar. "Neden buradasın?" diye soruyorlar. "Neden geri dönmek istiyorsun? Burası senin gerçek evin. Burada kal ve sonsuz karanlıkta kaybol." Bu sesler, seni daha da derinlere çekiyor, daha da karanlığa sürüklüyor.
Karanlıkta, bir insan figürü beliriyor. Bu figür, seninle aynı hızda düşüyor, ancak yüzü belirsiz. Ona doğru yaklaştıkça, bu figürün yavaş yavaş parçalara ayrıldığını görüyorsun. Başından ayak parmaklarına kadar her bir parçası, sanki camdan yapılmış gibi kırılıyor ve etrafa saçılıyor. Bu parçaların her biri, farklı bir anıyı, farklı bir duyguyu temsil ediyor gibi. Bazıları senin geçmişinden, bazıları ise tamamen yabancı. Bu parçaların arasında sürüklenirken, bazılarına dokunmaya çalışıyorsun. Bir parça, çocukluğunda kaybettiğin bir oyuncak, bir diğeri ise ilk aşkın... Ancak her dokunduğunda, bu parçalar elinden kayıp gidiyor, daha da derinlere, karanlığa doğru sürükleniyorlar. Bir anda gözlerini açıyorsun ve ?????????????????????????????????????????????????????
Burada olmaman gerekiyordu.
Burada olmaman gerekiyordu.
Burada olmaman gerekiyordu.
Burada olmaman gerekiyordu.
Oraya adım atmasaydın her şey daha iyi olabilirdi. NEDEN BUNU YAPTIN? NEDEN? YALANCI YALANCI YALANCI YALANCI YALANCI YALANCI YALANCI YALANCI YALANCI YALANCI YALANCI YALANCI YALANCI YALANCI YALANCI YALANCI
Gözlerini yavaşça açtığında, kendini tekrar Tihami meydanında buluyorsun. Ancak bu sefer, her şey farklı. Meydanın ortasında, yere çökmüş bir şekilde oturuyorsun. Vücudunun her bir zerresi ağrıyor, sanki tonlarca yük taşımışsın gibi. Elini yüzüne götürdüğünde, yorgunluk ve tükenmişlikten kızarmış gözlerini hissediyorsun. Her bir adım atmak, sana bir ömür gibi geliyor. Etrafındaki insanlar, senin bu hali karşısında şaşkın. Bazıları endişeyle sana yaklaşıyor, bazıları ise sadece uzaktan izliyor. Ancak sen, etrafında olup bitenlere odaklanamıyorsun. Zihninde, az önce yaşadığın korkunç deneyimlerin yankıları hala devam ediyor. Her bir anı, her bir duygu, her bir korku... Hepsi, zihninde tekrar tekrar canlanıyor. Anlaşılan yeni kazandığın bu güçleri kontrol etmek henüz mümkün değil. Ne zaman mümkün olur o da belli değil. En iyisi şimdilik eve gidip dinlenmek.
Belki de denemekten vazgeçmelisin.
Karanlıkta, bir insan figürü beliriyor. Bu figür, seninle aynı hızda düşüyor, ancak yüzü belirsiz. Ona doğru yaklaştıkça, bu figürün yavaş yavaş parçalara ayrıldığını görüyorsun. Başından ayak parmaklarına kadar her bir parçası, sanki camdan yapılmış gibi kırılıyor ve etrafa saçılıyor. Bu parçaların her biri, farklı bir anıyı, farklı bir duyguyu temsil ediyor gibi. Bazıları senin geçmişinden, bazıları ise tamamen yabancı. Bu parçaların arasında sürüklenirken, bazılarına dokunmaya çalışıyorsun. Bir parça, çocukluğunda kaybettiğin bir oyuncak, bir diğeri ise ilk aşkın... Ancak her dokunduğunda, bu parçalar elinden kayıp gidiyor, daha da derinlere, karanlığa doğru sürükleniyorlar. Bir anda gözlerini açıyorsun ve ?????????????????????????????????????????????????????
Burada olmaman gerekiyordu.
Burada olmaman gerekiyordu.

Burada olmaman gerekiyordu.
Burada olmaman gerekiyordu.
Oraya adım atmasaydın her şey daha iyi olabilirdi. NEDEN BUNU YAPTIN? NEDEN? YALANCI YALANCI YALANCI YALANCI YALANCI YALANCI YALANCI YALANCI YALANCI YALANCI YALANCI YALANCI YALANCI YALANCI YALANCI YALANCI
Gözlerini yavaşça açtığında, kendini tekrar Tihami meydanında buluyorsun. Ancak bu sefer, her şey farklı. Meydanın ortasında, yere çökmüş bir şekilde oturuyorsun. Vücudunun her bir zerresi ağrıyor, sanki tonlarca yük taşımışsın gibi. Elini yüzüne götürdüğünde, yorgunluk ve tükenmişlikten kızarmış gözlerini hissediyorsun. Her bir adım atmak, sana bir ömür gibi geliyor. Etrafındaki insanlar, senin bu hali karşısında şaşkın. Bazıları endişeyle sana yaklaşıyor, bazıları ise sadece uzaktan izliyor. Ancak sen, etrafında olup bitenlere odaklanamıyorsun. Zihninde, az önce yaşadığın korkunç deneyimlerin yankıları hala devam ediyor. Her bir anı, her bir duygu, her bir korku... Hepsi, zihninde tekrar tekrar canlanıyor. Anlaşılan yeni kazandığın bu güçleri kontrol etmek henüz mümkün değil. Ne zaman mümkün olur o da belli değil. En iyisi şimdilik eve gidip dinlenmek.
Belki de denemekten vazgeçmelisin.
Off Topic
Konu sonlanmıştır.
Ödüller
Dufo Slitshut
• 200 IP
Ödüller
Dufo Slitshut
• 200 IP
Off Topic
Bir sonraki konunuz zaman atlaması sonrasında açılacaktır.