Böylece laboratuvarda biraz daha kalmaya ve daha çok bilgi toplamaya karar verdiler. Kalan kısa zamanlarını en verimli şekilde kullanmalıydılar. Bok gizli bir odanın kapısını bulup açmıştı. İçeride çeşitli evraklar ve kağıtlar bulunuyordu. Hae eline bir dosya alıp sesli bir şekilde okumaya başlamıştı. İlk olarak Etenis'ten bahseden bir dosyayı okumuştu. Yazılanlara göre Etenis'e tıpkı Dünya'nın yaptıkları gibi çeşitli deneyler uygulanmıştı ve bunların sonucunda zihin kontrolü yeteneği elde etmişti. İkinci belgede Mavi Yıldız'ın amaçları ve gizli planları anlatılıyordu. Dünya'yı sömürmek, Ingenium kaynaklarını Dünya'ya aktarmak niyetindeydiler. Dikkat çekmemek için de Ingenium halkını karmaşalarla meşgul tutuyorlardı. Üçüncü belge Elion hakkındaydı. Asıl amacının Mavi Yıldız örgütünü ele geçirmek olduğu, örgüt içinde örgüt kurma çabası olduğu yazıyordu. Nihai hedefinin ise Ingenium'u tamamen ele geçirmek ve kendi düzenini kurmak olduğu belirtilmişti. Anlaşılan Mavi Yıldız örgütü Elion'un hedeflerinden ve aktivitelerinden haberdardı. Bu ilginç ve kendi çıkarlarına kullanabilecekleri bir bilgiydi. Demek ki Mavi Yıldız içerisinde kutuplaşmalar baş göstermişti bile.
Belgeler okunurken Etenis'e bir şeyler olmuştu. Oldukça paniklemişti. Göz bebekleri kocaman büyümüştü. Nefes alış verişi düzensizleşmişti. Sanki... panik atak geçiriyor gibiydi. Hae onu sakinleştirmek için bir adım atmıştı ancak Etenis yakın vadede sakinleşecek gibi durmuyordu. Gözleri dehşetle açılmıştı. Buradan gitmesi gerektiğini söyleyerek hızla bir yere doğru koşmaya başlamıştı. Onu durdurmaları gerekiyordu. Livei anlık şoku atlattıktan sonra onu durdurmak için Bok'un arkasından fırladı. Hae ise yere düşen belgeleri toparlamaya çalışıyordu. O belgeler hayati önem taşıyordu onlar için. Belki de onları Prens Ten'e göstermeleri gerekliydi. Laboratuvarın koridorlarında Etenis'i kovalarken onu bir köşede sıkışmış halde buldular. Biraz daha sakinleşmiş gibi görünüyordu. Mitga onu sakinleştirmeye çalışırken Etenis buradan çıkması gerektiğine dair bir şeyler söylemişti. Birisinden korkuyor gibiydi. Kimdi bu kadar korktuğu? Elion muydu? Ona bu deneyleri Elion mu yapmıştı? Ondan daha çok bilgi almak zorundaydılar. Bok onu karargaha ışınlamayı teklif ettiğinde onaylayarak başını salladı. Şimdilik en doğrusu bu olacak gibi görünüyordu.
Bok ve Etenis ışınlandıktan sonra Mitga ona dönerek bir soru sormuştu. Livei'nin aklından geçen soru onun da aklından geçmişti. "Tahminimce Elion'un adını duyunca bu kadar korktu. O psikopat herif ona bir şey yapmış olmalı. Biraz sakinleşsin öğreniriz." dedi Mitga'ya doğru güven verici bir ses tonuyla. Tam o esnada laboratuvarın diğer köşesinden bir ses gelmişti. Hae'ye bir şey olmuş olabileceği endişesiyle birlikte o yöne doğru koşturdular. Odada bir belge vardı. Etenis'in maruz kaldığı deneyleri anlatan bir rapor. Sadece Etenis değil, deneylere maruz kalmış pek çok insandan bahsediliyordu bu belgede. Hatta Livei'nin çok ama çok yakından tanıdığı birisi de geçiyordu. Friks. Livei onun ismini okuduğu anda nabzının yükseldiğini ve ellerinin titremeye başladığını hissetti. Bu... mümkün olamazdı, değil mi? Mitga da onun kadar şaşırmış görünüyordu. Friks'in bu örgütle nasıl bir bağı olabileceğini soruyordu. Livei düşündü. Bok tarafından buraya getirildikleri zaman mıydı? Ama o zaman hiç birbirlerinden deney malzemesi olacak kadar ayrı kalmamışlardı ki? Böyle bir şey nasıl mümkün olabilirdi? "Friks... Friks buna bilinçli dahil olmuş olamaz. Olsa söylerdi, değil mi? Biz en yakınıyız onun sonuçta. Haberi olmadan bir şey yapmış olmalılar. Yok... Friks öyle bir şey yapmaz. Söylemediyse bir sebebi vardır elbet. Değil mi?" Mitga'ya cevap vermesi için yalvaran gözlerle baktı sanki kesin cevabı o bilebilirmiş gibi. Başı dönmeye başlamıştı. Friks bunca zaman Mavi Yıldız'a bilgi taşıyor olamazdı, değil mi? Yoksa... zihin kontrolü... Hayır, hayır, hayır! Bu esnada odanın arkasından bir ses gelmişti. Bir ses kayıt cihazından geliyordu bu ses. Friks'in ve Etenis'in güçlerinin Mavi Yıldız için kritik olduğundan bahsediyordu. Onların bu projedeki en kilit isimler olduğunu söylüyordu. "Neler oluyor?" diye sordu hayretle Mitga'ya dönerek. "Sanki birisi bizi izliyor. Bunları duymamızı istiyor. Bilerek veriliyor tüm bu bilgiler sanki bize. Buraya geleceğimizden haberdar mıydılar? Sence de çok garip değil mi? Buraya öylece sızdık, sorunsuzca bu belgeleri ele geçirdik. Aradığımız her şeye ulaştık. Sanki bizim için özenle buraya yerleştirilmişler gibi. Etenis'i bulmamız bile çok acayipti. Yerine oturmayan taşlar var. Mitga... Geri dönelim. Hemen şimdi. Hae'yi de alıp karargaha geri dönelim. Friks'i bulmamız lazım."
Belgeler okunurken Etenis'e bir şeyler olmuştu. Oldukça paniklemişti. Göz bebekleri kocaman büyümüştü. Nefes alış verişi düzensizleşmişti. Sanki... panik atak geçiriyor gibiydi. Hae onu sakinleştirmek için bir adım atmıştı ancak Etenis yakın vadede sakinleşecek gibi durmuyordu. Gözleri dehşetle açılmıştı. Buradan gitmesi gerektiğini söyleyerek hızla bir yere doğru koşmaya başlamıştı. Onu durdurmaları gerekiyordu. Livei anlık şoku atlattıktan sonra onu durdurmak için Bok'un arkasından fırladı. Hae ise yere düşen belgeleri toparlamaya çalışıyordu. O belgeler hayati önem taşıyordu onlar için. Belki de onları Prens Ten'e göstermeleri gerekliydi. Laboratuvarın koridorlarında Etenis'i kovalarken onu bir köşede sıkışmış halde buldular. Biraz daha sakinleşmiş gibi görünüyordu. Mitga onu sakinleştirmeye çalışırken Etenis buradan çıkması gerektiğine dair bir şeyler söylemişti. Birisinden korkuyor gibiydi. Kimdi bu kadar korktuğu? Elion muydu? Ona bu deneyleri Elion mu yapmıştı? Ondan daha çok bilgi almak zorundaydılar. Bok onu karargaha ışınlamayı teklif ettiğinde onaylayarak başını salladı. Şimdilik en doğrusu bu olacak gibi görünüyordu.
Bok ve Etenis ışınlandıktan sonra Mitga ona dönerek bir soru sormuştu. Livei'nin aklından geçen soru onun da aklından geçmişti. "Tahminimce Elion'un adını duyunca bu kadar korktu. O psikopat herif ona bir şey yapmış olmalı. Biraz sakinleşsin öğreniriz." dedi Mitga'ya doğru güven verici bir ses tonuyla. Tam o esnada laboratuvarın diğer köşesinden bir ses gelmişti. Hae'ye bir şey olmuş olabileceği endişesiyle birlikte o yöne doğru koşturdular. Odada bir belge vardı. Etenis'in maruz kaldığı deneyleri anlatan bir rapor. Sadece Etenis değil, deneylere maruz kalmış pek çok insandan bahsediliyordu bu belgede. Hatta Livei'nin çok ama çok yakından tanıdığı birisi de geçiyordu. Friks. Livei onun ismini okuduğu anda nabzının yükseldiğini ve ellerinin titremeye başladığını hissetti. Bu... mümkün olamazdı, değil mi? Mitga da onun kadar şaşırmış görünüyordu. Friks'in bu örgütle nasıl bir bağı olabileceğini soruyordu. Livei düşündü. Bok tarafından buraya getirildikleri zaman mıydı? Ama o zaman hiç birbirlerinden deney malzemesi olacak kadar ayrı kalmamışlardı ki? Böyle bir şey nasıl mümkün olabilirdi? "Friks... Friks buna bilinçli dahil olmuş olamaz. Olsa söylerdi, değil mi? Biz en yakınıyız onun sonuçta. Haberi olmadan bir şey yapmış olmalılar. Yok... Friks öyle bir şey yapmaz. Söylemediyse bir sebebi vardır elbet. Değil mi?" Mitga'ya cevap vermesi için yalvaran gözlerle baktı sanki kesin cevabı o bilebilirmiş gibi. Başı dönmeye başlamıştı. Friks bunca zaman Mavi Yıldız'a bilgi taşıyor olamazdı, değil mi? Yoksa... zihin kontrolü... Hayır, hayır, hayır! Bu esnada odanın arkasından bir ses gelmişti. Bir ses kayıt cihazından geliyordu bu ses. Friks'in ve Etenis'in güçlerinin Mavi Yıldız için kritik olduğundan bahsediyordu. Onların bu projedeki en kilit isimler olduğunu söylüyordu. "Neler oluyor?" diye sordu hayretle Mitga'ya dönerek. "Sanki birisi bizi izliyor. Bunları duymamızı istiyor. Bilerek veriliyor tüm bu bilgiler sanki bize. Buraya geleceğimizden haberdar mıydılar? Sence de çok garip değil mi? Buraya öylece sızdık, sorunsuzca bu belgeleri ele geçirdik. Aradığımız her şeye ulaştık. Sanki bizim için özenle buraya yerleştirilmişler gibi. Etenis'i bulmamız bile çok acayipti. Yerine oturmayan taşlar var. Mitga... Geri dönelim. Hemen şimdi. Hae'yi de alıp karargaha geri dönelim. Friks'i bulmamız lazım."