Son iki gündür, Kıta genelinde yoğun bir hareketlilik hakim. Dünya'dan gelen tehdit her geçen saat daha da yaklaşırken, liderler ve halklar ellerinden gelenin en iyisini yapmak için seferber olmuş durumda. Pakt Görüşmeleri'nde alınan kararlar hızla uygulanmaya başlanmış, ülkeler güçlerini ve kaynaklarını birleştirerek ortak bir savunma stratejisi oluşturdular. Halkın tahliyesi, savunma hatlarının kurulması ve askeri birliklerin organize edilmesi için gece gündüz çalışıldı.
Günün ilk ışıklarıyla birlikte, Himota'nın geniş ovalarında yoğun bir hareketlilik gözleniyor. Livei, Mabi ve Wændz, Pisan Higenadon'un ordusuyla birlikte hazırlıklara katılıyorlar. Geniş bir eğitim alanında, binlerce asker disiplinli bir şekilde eğitimlerini sürdürüyor. Demir zırhları ve silahlarıyla parıldayan askerler, yaklaşan savaşa hazır olduklarını gösteriyorlar. Gökyüzü bulutlarla kaplı ve hafif bir rüzgar esiyor. Hava, yaklaşan fırtınanın habercisi gibi. Uzaklardan gelen savaş davullarının sesi, herkesin içindeki gerginliği artırıyor. Bok, hızlı ve kararlı adımlarla ekibin yanına yaklaşıyor. Yüzünde ciddi bir ifade var. "Gedhilfe'den haber var, Thrao Ozæf, tüm gerekli hazırlıkların tamamlandığını bildirdi. Halkın tahliyesi büyük ölçüde tamamlanmış, savunma hatları kurulmuş. Orada işler yolunda gidiyor." Livei, derin bir nefes alarak hafifçe gülümsüyor. Mabi, haritanın üzerinde göz gezdirirken İmparator Pisan ekliyor. "Thrao'nun halkını organize etme konusundaki yeteneğine her zaman güvenmişimdir. Bu bize biraz olsun rahatlama sağlıyor." Ekip, farklı bölgelerden gelen raporları değerlendirerek stratejilerini güncelliyor. Her bir bilgi, yaklaşan savaşın gidişatını etkileyebilecek öneme sahip.
Bu sırada, Mitga yaşadığı şaşırtıcı olayı ekibe anlatmaya başlıyor. Gözlerinde hem şaşkınlık hem de hafif bir endişe var. "İki gün önce beklenmedik bir şey oldu. Kolumdan uzayan uzuvlar tavanı deldi. Kontrol edemediğim bir güç açığa çıktı." Livei ve Mabi, şaşkınlıkla Mitga'ya bakıyorlar. Frip, kaşlarını kaldırarak soruyor. "Nasıl yani? Bu nasıl mümkün olabilir?" Mitga, Wændz'in yanında durarak açıklıyor. "Vücudumdaki enerji dengesizliği beklediğimizden farklı sonuçlar doğuruyor. Bilim adamları, yapılan deneylerin yeteneklerimi değiştirmiş olabileceğini düşünüyorlar. Bu yeni güçler, savaşta önemli bir etki yaratabilir." Bok, düşünceli bir şekilde başını sallıyor. "Eğer bu güçleri kontrol edebilirsek, düşmana karşı büyük bir avantaj elde edebiliriz. Ancak öncelikle Mitga'nın bu durumu nasıl yöneteceğini öğrenmeliyiz. Benim geldiğim noktaya gelebilirse işler baya değişecek." Mitga, hafifçe gülümsüyor. "Elimden geleni yapacağım. Bu güçleri kontrol etmek için ne gerekiyorsa yapmaya hazırım." Ekip, Mitga'nın yaşadıklarını sindirmeye çalışırken, bu yeni yeteneklerin nasıl kullanılabileceği konusunda planlar yapmaya başlıyor.
Tam bu sırada, Pisan Higenadon'un güçlü adımları duyuluyor. Heybetli duruşuyla ekibin yanına geliyor. Gözleri kararlı ve sert. "Emir komuta zincirinin nasıl işleyeceğini bir kez daha tekrarlayın." diyor derin ve otoriter bir sesle. Livei, Mabi ve Wændz, dikkatlerini toplayarak Pisan'a odaklanıyorlar. Her biri, görevlerinin önemini ve sorumluluklarını biliyor. Pisan, ciddi bir ifadeyle devam ediyor. "Beni takip edin." Onun peşinden yürürken, geniş bir alana doğru ilerliyorsunuz. Büyük bir alana vardığınızda, on binlerce Himota askeri düzenli ve disiplinli bir şekilde sıralanmış halde bekliyor. Askerlerin üzerindeki zırhlar ve silahlar, güneşin altında parıldıyor. Pisan, bir işaret veriyor ve o anda tüm askerler vücutlarını demir elementiyle kaplamaya başlıyorlar. Parlak metalik bedenleri, muazzam bir güç ve kararlılık gösterisi sunuyor. Bok, hayranlıkla bu manzarayı izliyor. "Bu inanılmaz. Böyle bir orduyla düşmana karşı büyük bir avantajımız olacak." Pisan'a dönerek soruyor. "Bu askerler, vücutlarını ne kadar süre bu şekilde tutabilirler?" Pisan, sert ama gururlu bir ifadeyle cevap veriyor. "Onlar, ölene dek bu formda kalacaklar. Bu, onların Kıta'ya ve halkımıza olan bağlılıklarının bir göstergesi." Mitga, biraz endişeyle "Bunun geri dönüşü yok mu?" diye soruyor. Pisan, başını hafifçe sallayarak cevaplıyor. "Hayır. Ancak onlar bu kararı kendi iradeleriyle verdiler. Şimdi, yaklaşan savaş için en büyük gücümüz onlar olacak." Bu muazzam gücü görünce hem etkileniyor hem de sorumluluklarınızın ağırlığını daha da hissediyorsunuz.
Bok, bir adım öne çıkarak planın detaylarını açıklamaya başlıyor. Sesi net ve kararlı. "Friks Jolthad, gemilerin İkinci Kıta'ya güvenli bir şekilde ulaşmasını sağlayacak. Tahliye önceliklerini belirleyecek ve halkın güvenliğini sağlayacak. Thrao Krenstodz, Birinci Kıta'da Shisha Shøge ile birlikte çalışacak. Beş ülke ile işbirliği içinde, Kıta halkının güvenliği için gerekli önlemleri alacaklar. Halkın korunması ve yönlendirilmesi için tüm adımlar atılacak. Yeraltı merkezleri hazırlanıyor. Gün içerisinde tahliyeler başlayacak ve halk güvenli bölgelere yönlendirilecek. Bu merkezler, olası bir saldırıda halkın korunması için hayati önem taşıyor. Huld Navd ve Shira Dohute, ofans ve defans merkezlerini Pakt Bölgesi üzerinden yönetecekler. Saat teknolojisi kullanarak, tüm Kıta askerlerine stratejik yardımda bulunacaklar. Anlık iletişim ve koordinasyon için bu teknoloji kritik öneme sahip. Hae Tumi ve Hera Memuga, İkinci Kıta'da olacaklar. Olası bir saldırı durumunda, özellikle Himotalı demir askerleri olmak üzere orduyu yönetecek ve alternatif planları devreye sokacaklar. Stefaw Dudshes, Djurat'ın önde gelen siyasetçileriyle iş birliği yaparak şu süreçte Djurat ve Tihami'nin stabil bir durumda kalması üzerine yoğunlaşacaklar. Biz ise, yani Bok Jemipech, Livei Nyawodz, Mabi Chüimimuta, Mitga Chüimimuta, Wændz Neidthad ve Thomas Dehousse olarak, tüm bu süreçlerle eş zamanlı bir şekilde ilgileneceğiz. Her birimiz farklı alanlarda koordinasyonu sağlayacak ve gerektiğinde müdahale edeceğiz." Ekip, Bok'un detaylı planını dikkatle dinliyor. Her birinin rolü ve sorumluluğu net bir şekilde belirlenmiş durumda.
Pisan Higenadon, başını hafifçe eğerek açıklamayı onaylıyor. "Plan mantıklı ve detaylı." diyor sert bir sesle. "Herkes görevini en iyi şekilde yapmalı. Hata yapma lüksümüz yok. Unutmayın, bu savaşta sadece kendimiz için değil, tüm Kıta'nın geleceği için mücadele ediyoruz." Tam bu sırada, Elion sakin adımlarla grubun yanına yaklaşıyor. Yüzünde kararlı bir ifade var. "Mavi Yıldız üyelerini stratejik noktalara yerleştirdik. Birinci Kıta'da, savunma hatlarını güçlendirmek için deneyimli element kullanıcılarımızı görevlendirdik. Onlar, düşmanın ilerleyişini yavaşlatacak, halkın tahliyesine zaman kazandıracak ve gerektiğinde düşmana karşı koyacaklar. İkinci Kıta'da ise, genç ve yetenekli üyelerimiz hazır bulunacak. Olası bir saldırıya karşı savunma pozisyonları alacaklar ve Himota askerleriyle koordineli çalışacaklar. Bu şekilde, her iki Kıta'da da güçlü bir savunma hattı oluşturmayı hedefliyoruz. Ayrıca, iletişim ağımızı güçlendirdik. Tüm birimler arasında anlık bilgi akışı sağlayacağız. Böylece, herhangi bir değişikliğe hızlıca tepki verebiliriz. İletişim bizim en güçlü silahımız olacak."
Bok, ciddi bir ifadeyle tüm ekibi bir araya topluyor. Gözlerinde hem endişe hem de kararlılık var. "Bir saat sonra her şey başlayacak." diyor sakin ama etkileyici bir sesle. "Bu, belki de hayatımızın en önemli mücadelesi olacak. Eğer söylemek istediğiniz bir şey varsa, şimdi tam zamanı." Etrafta hafif bir sessizlik oluşuyor. Herkes, yaklaşan zorluğun farkında ve duygularını ifade etmek için doğru kelimeleri bulmaya çalışıyor. Elion yavaşça doğruluyor ve önemli bir şey söylemeye hazırlanıyor. "Umarım bu savaştan sonra hepimiz live-i oluruz." Herkes sessizce Elion'a bakıyor. "Live hani. Yaşamak. Dünya'daki İngilizce dilinde..."
Günün ilk ışıklarıyla birlikte, Himota'nın geniş ovalarında yoğun bir hareketlilik gözleniyor. Livei, Mabi ve Wændz, Pisan Higenadon'un ordusuyla birlikte hazırlıklara katılıyorlar. Geniş bir eğitim alanında, binlerce asker disiplinli bir şekilde eğitimlerini sürdürüyor. Demir zırhları ve silahlarıyla parıldayan askerler, yaklaşan savaşa hazır olduklarını gösteriyorlar. Gökyüzü bulutlarla kaplı ve hafif bir rüzgar esiyor. Hava, yaklaşan fırtınanın habercisi gibi. Uzaklardan gelen savaş davullarının sesi, herkesin içindeki gerginliği artırıyor. Bok, hızlı ve kararlı adımlarla ekibin yanına yaklaşıyor. Yüzünde ciddi bir ifade var. "Gedhilfe'den haber var, Thrao Ozæf, tüm gerekli hazırlıkların tamamlandığını bildirdi. Halkın tahliyesi büyük ölçüde tamamlanmış, savunma hatları kurulmuş. Orada işler yolunda gidiyor." Livei, derin bir nefes alarak hafifçe gülümsüyor. Mabi, haritanın üzerinde göz gezdirirken İmparator Pisan ekliyor. "Thrao'nun halkını organize etme konusundaki yeteneğine her zaman güvenmişimdir. Bu bize biraz olsun rahatlama sağlıyor." Ekip, farklı bölgelerden gelen raporları değerlendirerek stratejilerini güncelliyor. Her bir bilgi, yaklaşan savaşın gidişatını etkileyebilecek öneme sahip.
Bu sırada, Mitga yaşadığı şaşırtıcı olayı ekibe anlatmaya başlıyor. Gözlerinde hem şaşkınlık hem de hafif bir endişe var. "İki gün önce beklenmedik bir şey oldu. Kolumdan uzayan uzuvlar tavanı deldi. Kontrol edemediğim bir güç açığa çıktı." Livei ve Mabi, şaşkınlıkla Mitga'ya bakıyorlar. Frip, kaşlarını kaldırarak soruyor. "Nasıl yani? Bu nasıl mümkün olabilir?" Mitga, Wændz'in yanında durarak açıklıyor. "Vücudumdaki enerji dengesizliği beklediğimizden farklı sonuçlar doğuruyor. Bilim adamları, yapılan deneylerin yeteneklerimi değiştirmiş olabileceğini düşünüyorlar. Bu yeni güçler, savaşta önemli bir etki yaratabilir." Bok, düşünceli bir şekilde başını sallıyor. "Eğer bu güçleri kontrol edebilirsek, düşmana karşı büyük bir avantaj elde edebiliriz. Ancak öncelikle Mitga'nın bu durumu nasıl yöneteceğini öğrenmeliyiz. Benim geldiğim noktaya gelebilirse işler baya değişecek." Mitga, hafifçe gülümsüyor. "Elimden geleni yapacağım. Bu güçleri kontrol etmek için ne gerekiyorsa yapmaya hazırım." Ekip, Mitga'nın yaşadıklarını sindirmeye çalışırken, bu yeni yeteneklerin nasıl kullanılabileceği konusunda planlar yapmaya başlıyor.
Tam bu sırada, Pisan Higenadon'un güçlü adımları duyuluyor. Heybetli duruşuyla ekibin yanına geliyor. Gözleri kararlı ve sert. "Emir komuta zincirinin nasıl işleyeceğini bir kez daha tekrarlayın." diyor derin ve otoriter bir sesle. Livei, Mabi ve Wændz, dikkatlerini toplayarak Pisan'a odaklanıyorlar. Her biri, görevlerinin önemini ve sorumluluklarını biliyor. Pisan, ciddi bir ifadeyle devam ediyor. "Beni takip edin." Onun peşinden yürürken, geniş bir alana doğru ilerliyorsunuz. Büyük bir alana vardığınızda, on binlerce Himota askeri düzenli ve disiplinli bir şekilde sıralanmış halde bekliyor. Askerlerin üzerindeki zırhlar ve silahlar, güneşin altında parıldıyor. Pisan, bir işaret veriyor ve o anda tüm askerler vücutlarını demir elementiyle kaplamaya başlıyorlar. Parlak metalik bedenleri, muazzam bir güç ve kararlılık gösterisi sunuyor. Bok, hayranlıkla bu manzarayı izliyor. "Bu inanılmaz. Böyle bir orduyla düşmana karşı büyük bir avantajımız olacak." Pisan'a dönerek soruyor. "Bu askerler, vücutlarını ne kadar süre bu şekilde tutabilirler?" Pisan, sert ama gururlu bir ifadeyle cevap veriyor. "Onlar, ölene dek bu formda kalacaklar. Bu, onların Kıta'ya ve halkımıza olan bağlılıklarının bir göstergesi." Mitga, biraz endişeyle "Bunun geri dönüşü yok mu?" diye soruyor. Pisan, başını hafifçe sallayarak cevaplıyor. "Hayır. Ancak onlar bu kararı kendi iradeleriyle verdiler. Şimdi, yaklaşan savaş için en büyük gücümüz onlar olacak." Bu muazzam gücü görünce hem etkileniyor hem de sorumluluklarınızın ağırlığını daha da hissediyorsunuz.
Bok, bir adım öne çıkarak planın detaylarını açıklamaya başlıyor. Sesi net ve kararlı. "Friks Jolthad, gemilerin İkinci Kıta'ya güvenli bir şekilde ulaşmasını sağlayacak. Tahliye önceliklerini belirleyecek ve halkın güvenliğini sağlayacak. Thrao Krenstodz, Birinci Kıta'da Shisha Shøge ile birlikte çalışacak. Beş ülke ile işbirliği içinde, Kıta halkının güvenliği için gerekli önlemleri alacaklar. Halkın korunması ve yönlendirilmesi için tüm adımlar atılacak. Yeraltı merkezleri hazırlanıyor. Gün içerisinde tahliyeler başlayacak ve halk güvenli bölgelere yönlendirilecek. Bu merkezler, olası bir saldırıda halkın korunması için hayati önem taşıyor. Huld Navd ve Shira Dohute, ofans ve defans merkezlerini Pakt Bölgesi üzerinden yönetecekler. Saat teknolojisi kullanarak, tüm Kıta askerlerine stratejik yardımda bulunacaklar. Anlık iletişim ve koordinasyon için bu teknoloji kritik öneme sahip. Hae Tumi ve Hera Memuga, İkinci Kıta'da olacaklar. Olası bir saldırı durumunda, özellikle Himotalı demir askerleri olmak üzere orduyu yönetecek ve alternatif planları devreye sokacaklar. Stefaw Dudshes, Djurat'ın önde gelen siyasetçileriyle iş birliği yaparak şu süreçte Djurat ve Tihami'nin stabil bir durumda kalması üzerine yoğunlaşacaklar. Biz ise, yani Bok Jemipech, Livei Nyawodz, Mabi Chüimimuta, Mitga Chüimimuta, Wændz Neidthad ve Thomas Dehousse olarak, tüm bu süreçlerle eş zamanlı bir şekilde ilgileneceğiz. Her birimiz farklı alanlarda koordinasyonu sağlayacak ve gerektiğinde müdahale edeceğiz." Ekip, Bok'un detaylı planını dikkatle dinliyor. Her birinin rolü ve sorumluluğu net bir şekilde belirlenmiş durumda.
Pisan Higenadon, başını hafifçe eğerek açıklamayı onaylıyor. "Plan mantıklı ve detaylı." diyor sert bir sesle. "Herkes görevini en iyi şekilde yapmalı. Hata yapma lüksümüz yok. Unutmayın, bu savaşta sadece kendimiz için değil, tüm Kıta'nın geleceği için mücadele ediyoruz." Tam bu sırada, Elion sakin adımlarla grubun yanına yaklaşıyor. Yüzünde kararlı bir ifade var. "Mavi Yıldız üyelerini stratejik noktalara yerleştirdik. Birinci Kıta'da, savunma hatlarını güçlendirmek için deneyimli element kullanıcılarımızı görevlendirdik. Onlar, düşmanın ilerleyişini yavaşlatacak, halkın tahliyesine zaman kazandıracak ve gerektiğinde düşmana karşı koyacaklar. İkinci Kıta'da ise, genç ve yetenekli üyelerimiz hazır bulunacak. Olası bir saldırıya karşı savunma pozisyonları alacaklar ve Himota askerleriyle koordineli çalışacaklar. Bu şekilde, her iki Kıta'da da güçlü bir savunma hattı oluşturmayı hedefliyoruz. Ayrıca, iletişim ağımızı güçlendirdik. Tüm birimler arasında anlık bilgi akışı sağlayacağız. Böylece, herhangi bir değişikliğe hızlıca tepki verebiliriz. İletişim bizim en güçlü silahımız olacak."
Bok, ciddi bir ifadeyle tüm ekibi bir araya topluyor. Gözlerinde hem endişe hem de kararlılık var. "Bir saat sonra her şey başlayacak." diyor sakin ama etkileyici bir sesle. "Bu, belki de hayatımızın en önemli mücadelesi olacak. Eğer söylemek istediğiniz bir şey varsa, şimdi tam zamanı." Etrafta hafif bir sessizlik oluşuyor. Herkes, yaklaşan zorluğun farkında ve duygularını ifade etmek için doğru kelimeleri bulmaya çalışıyor. Elion yavaşça doğruluyor ve önemli bir şey söylemeye hazırlanıyor. "Umarım bu savaştan sonra hepimiz live-i oluruz." Herkes sessizce Elion'a bakıyor. "Live hani. Yaşamak. Dünya'daki İngilizce dilinde..."
Off Topic
Pasiflik süresi iki gündür.