Re: [Shisha Shøge] Şatoda Bir Avare

#11
Sarhoş olmayan bir tip olduğunu söylemişti ama alkol biraz da olsa etkiliyor olmalıydı. Sevgili kraliçemizin bu kadar çok konuştuğu görülmemişti yoksa. Gerçi belki de günlük yaşantısında geveze biriydi. Sistem işleyişi ve Shisha'nın teorilerinin ülkenin ileri gelenleriyle herhangi bir açıdan bağlantılı olamayacağı üzerine uzun bir nutuk çekerken, bir yandan da çıkardığı yelpazesiyle serinlemek için çabalıyordu. Evet, içerisi biraz havasız kalmıştı. Genellikle giyebildiği en ince gömleği giydiği için Shisha bu durumdan sorun yaşamıyordu. Yine de kadını bunaltmak istemiyordu. bir yandan da sözünü bölüp kalkıp camı açmak istemedi. Dinliyormuş gibi yapmaya devam etti. Gözü ara sıra duvardaki saate kayıyordu. Dinliyormuş rolü yaparken kadının şarabını tazeledi yeniden. Dinlememesinin sebebi bu konuya merakı olmamasından kaynaklanmıyordu. Aksine, Dusha'nın içinde bulunduğu durumdan daha çok rahatsız olan bir insan olamazdı. Özellikle şatosunda yaşayan kral ya da karşısında kendisine iş öğreten kraliçe. Ancak dinlenecek bir yanı da yoktu ki kadının? Hayır, boş konuşmuyordu ama kralın eşi olarak zaten kralı ve ülkenin önde gelenlerini savunacaktı. Bİr açıdan bu onun göreviydi ne de olsa.

Uzun bir konuşmadan sonra ikili arasında bir ortak küme ortaya çıkmış gibiydi. Dusha dininin ülkeye verdiği zarar. Tabi, direkt bu şekilde dile getirmemişti kraliçe ama bu durum gün gibi ortadaydı. Dusha dininden kaynaklanan cehalet, halkı kesinlikle geriye çekiyordu her geçen gün. Bunun çözümünü de eğitime bağlıyordu. Doğru olabilirdi tabi. Bunun konuşulması gereken an bu değildi. İşin güzel kraliçenin konuyu kendi kendine değiştiriyor olmasıydı. Böylece artık yalan sıkmaya gerek kalmamıştı. Bir anlık rahatlamıştı Shisha ama bu sefer de konu Shisha'nın işlediği "cinayetlere" geliyordu hafiften. Adaleti yerine getirmenin suç olarak karşılandığı bir dünya.

Kraliçe sözlerini bitirdikten sonra iyice terlemeye başlamıştı. Sonrasında da günün yorgunluğunu üzerinden atmak için bir Shisha'dan masaj yapmasını rica etmişti.Shisha tebessüm etti ve dalgaya alır bir tavırla ayağa kalkıp camı açtı.

"Kraliçeye masaj yapmak mı? Bu şans her gün gelmez."

Gerçekten de öyle. Muhtemelen şu ülkede kral dışında bu kadının omuzlarını ovalayacak tek kişiydi Shisha. Yakında kral da kadrajdan çıkacaktı tabi. Önce kraliçenin güvenini kazanmak lazımdı. Öyle bir soruyla karşı karşıya gelmişti ki yalan sıkmak istemiyordu. Kendisini doğru bir şekilde tanıtmak için doğruları söylemeliydi. En azından kısmen. Kraliçenin arkasına geçti ve yumuşak bir şekilde omuzlarına masaj yapmaya başladı. Bir yandan da gülmeye başladı çünkü kadının yargılayıcı sözleri sinirini bozmuştu. Belli etmeyecekti.

"Öncelikle şunu bilmeniz lazım ki bir yanlış anlaşılma oldu. Amacım birini öldürmek değildi. Ha, diyelim ki öyle bir amacım vardı..." güldü ve ekledi. "Ömür boyu hapis mi, kraliçem? Adalet, Dusha'nın koyduğu kanunlarla sınırlı bir kavram değildir. Bazılarına göre en azından. Kendi adıma konuşmak gerekirse mükemmel ötesi, ustalıkla düzenlenmiş, fani bir kulun aklına gelemeyecek kadar dahiyane, sınır tanımayan yaratıcılıktaki kanunlarımızın ufak tefek açıkları mevcut. Din adamlarının bile tecavüzle iç içe olduğu bir ülkede ömür boyu hapis çok "mutlu" bir cezalandırma olarak kalıyor. Dediğim gibi bu sadece benim, başı boş bir memurun düşüncesi."

Biraz daha bastırdı kraliçenin omuzlarına. Sonra biraz daha. Ardından yüzündeki dalga geçen ifadeyi silerek konuşmaya devam etti.

"Ayrıca affınıza sığınarak eklemeliyim ki yaptığım şey, eğer ki isteyerek yapmış olsaydım, neden korkaklık oluyor anlamış değilim. Onurlu bir insanla karşılıklı bir dövüş içerisinde olsak arkadan saldırmak korkaklık derdim. Doğru. Siz cidden, bir tecavüzcüye karşı verdiğim savaşta, onurlu bir adama karşı nasıl davranıyorsam öyle davranmam gerektiği fikrini mi öne sürüyorsunuz? Ha, korkaklık buysa evet, muhtemelen daha korkak birini tanımadınız."

Kadının saçlarını omzundan önüne attı ve gömleğin yakasını elleriyle çekip genişleterek daha geniş alanlara masaj yapmaya başladı.

"Zulmeden insanların yaşama hakkına sahip olmadığını düşünüyorum. Dusha'nın barışından daha önemli bir husus yoktur. Benim kendi düşüncem bu yöndedir."
"I know your anger, I know your dreams
I've been everything you want to be"
Image
► Show Spoiler

Re: [Shisha Shøge] Şatoda Bir Avare

#12
Kraliçe Ashe, yaptığın masaja herhangi bir tepki vermeden sözlerini dikkatle dinliyor ve konuşmanı bitirdiğin anda tekrar konuşmaya başlıyor. "Ülkemizde tüm insanların ifade ve düşünce özgürlüğü vardır. Adalet anlayışın her yönde olabilir. Tecavüzcülerin ölmesi gerektiğini düşünebilirsin. Katillerin ölmesi gerektiğini de düşünebilirsin. Bunları düşünmekte özgürsün." diyor 'düşünmekte' kelimesini vurgulayarak. "Anlamak istemediğin nokta ise şu; bunları düşünebilir, ama uygulayamazsın. Adalet kavramı Dusha Krallığı'nda bulunan kanunlarla sınırlanmıyor olabilir ancak senin adalet kavramın bir Dusha vatandaşı olduğun için Dusha Krallığı kanunları ile sınırlanıyor. Ülkemizde bulunan kraliyet sistemi devam ettikçe kanunları getiren ve yürüten kişi sen olmayacaksın. Yaptığın şey ne olursa olsun kanun dışıydı. Yani varmak istediğim nokta şu." Kraliçe, sana dönüyor ve gözlerinin içine bakıyor. "Adalet anlayışın ne olursa olsun Dusha Krallığı sınırları içinde yaşadığın sürece Dusha kanunlarına göre hareket etmek zorundasın." Kıpkırmızı bir ruj sürülmüş dudaklarından gözlerini alamıyorsun. Kraliçe Ashe, senin daha geniş alanlara masaj yaptığını fark etse de konusunu açmıyor ve sözlerine devam ediyor.

"Sana karşı dürüst olacağım, ben de tecavüzün ölümle cezalandırılması gerektiğini düşünen bir insanım. Ama kralımız yani kocam bunun insani bir kanun olmayacağını savunuyor. Onu da haksız bulduğum söylenemez ancak daha katı kuralların daha caydırıcı ve etkili olacağını düşünüyorum. Bunun için ileride gerekli adımlar atılabilir. Atılmazsa bile bu konuda sesimi duyurmayı ve bazı kanunları değiştirmeyi planlıyorum." Kraliçe iyice arkasına yaslanıyor, böylece omuzlarının ön kısımlarına daha rahat masaj yapabileceğin bir pozisyon alabiliyorsun. "Pek fazla zamanım yok. Kralımızın merak edip endişelenmesini istemiyorum ve bu sebeple bir kadeh daha içip şatoya döneceğim. Beni ağırladığın için teşekkürler. Gitmeden daha dolu bir tartışmaya girmek istediğim için sana daha detaylı bir cevap isteyen bir soru soracağım. Dusha Krallığı'nın kanunları senin elinde olsa hangi kanunları getirir veya değiştirirdin?"

Kraliçe Ashe, sorusunu sorduktan sonra yavaşça kendi gömleğinin tüm düğmelerini açıyor ve sen masajına devam ederken gömleğini çıkarıp koltuğun kolluğuna asıyor. Böylelikle kraliçenin üstünde sadece beyaz bir sütyen kalmış oluyor. "Bu arada, masaj alanını biraz daha genişletebilirsin. Sen de istersen tabii ki." Kraliçe her ne kadar kendisinden beklenmeyecek bir hareket sergilemiş olsa da yüzüne baktığında duygusuz bir ifadeyle karşılaşıyorsun.

Re: [Shisha Shøge] Şatoda Bir Avare

#13
Yine Dusha kanunları üzerine bitmek bilmeyen bir ders. Bunların hepsini biliyordu Shisha. Karşı geldiği kanunlar Dusha kanunları değildi sadece. Dünya bu şekilde işliyordu. Monarşisinden cumhuriyetine, her yerde büyük suçlar hapisle ödüllendiriliyordu. Buraya gelip de bunun üzerine sohbet etmek oldukça anlamsızdı. Shisha da bu konu üzerine yoğunlaşmak istemiyordu artık. Çünkü tekrara düşecekti ve bu da sözlerinin ciddiyetinin, etkisinin kaybolmasıyla sonuçlanacaktı. Öyle görünüyordu ki sevgili kraliçe de sadece konuşmak için gelmemişti buraya. Shisha'nın elleri omuzlarında gezindikçe daha da rahatlıyordu. Resmen günün yorgunluğunu üzerinden atıp gevşemişti sonunda. Ancak yüzündeki ciddiyet yerini aynı yoğunlukla korumaya devam ediyordu.

Bu gevşeklik sayesinde kişisel düşüncelerini daha sık dile getirmeye başlamıştı. İş öyle bir boyuta gelmişti ki Ashe, kocasıyla zıt fikirlere sahip olduğunu da dile getiriyordu. Shisha şaşırmıştı. Çünkü kadının ilgisini çekmek istiyordu ama aynı fikirlere bu sıklıkla sahip olduklarını düşünmemişti doğrusu. Ashe de daha sert yaptırımların uygun olduğunu düşünüyordu. Tecavüz, çocuk cinayetleri gibi suçların cezası hapis olmamalıydı. Ufak bir çocuğun canını almanın bedeli sadece başka bir canla ödenebilirdi. Bunu da açık bir şekilde dile getirecekti Shisha. Ashe, yavaş yavaş sesini duyurmak istediğini dile getirmişti. Belki de onu krala karşı biraz doldurup, bu "ses duyurma" eylemini daha yakın tarihlere çekmek lazımdı. İçinde bulundukları durumu mahvetmek istemiyordu doğrusu. Bu yüzden henüz bunun zamanı değildi ama bir çift laf etmeden de geçmeyecekti. "Kralımız çok iyi bir insan. İyi bir model. Ancak, bence siz daha iyi bir yönetici olurdunuz. Yine de dediğim gibi, kim takar benim fikrimi." Ardından gülerek kraliçenin çıkardığı gömleği asmasını izleyecekti.

Fazla zamanı olmadığını dile getirerek son bir soru daha yöneltmişti Ashe. Bir yandan da Shisha'ya araziye daha geniş yayılması için yetki vermişti. Shisha derin bir nefes aldı. Üniversite üzerine doktorasını usta düzeyde sutyen çıkarma alanında yapmış olan Shisha, 1 saniye kadar kısa bir zaman diliminde karşısındaki beyaz sutyeni etkisiz hale getirebilirdi. Ancak bunu yapmamalı mıydı? Çünkü kraliçe özellikle vaktinin olmadığını dile getirmişti. Daha farklı bir yol izleyecekti. Kraliçenin boynuna doğru yaklaştırdı dudaklarını. Ardından konuşmaya başlarken, bir yandan da ellerini Ashe'nin köprücük kemiklerinden aşağı doğru kaydırıyordu. Sonrasında elleri yavaş yavaş kraliçenin sutyeninden içeri de girecekti.

"Öyle bir yetkim yok ama eğer yasalarla oynama yetkim olsaydı...galiba Dusha'ya idam getirirdim. Kulağa gaddarca geliyor olabilir ama bir dinleyin. Hem de meydanda yapılan toplu idamlar. Kabul edelim kraliçem. İnsanlar eşeklere tecavüz ediyor burada. Korku salmak doğru bir taktik olmayabilir ama bu ülkenin buna ihtiyacı var. Kimsenin yaptığı yanına kalmamalı ve herkes bunun bilincinde olmalı. Bunun yanında açıktan olmasa da polise daha fazla yetki verilebilirdi bence. Bana bakın. Sırf iki tecavüzcüyü eksilttiğim için hakaretlere maruz kaldım. Az kalsın teşkilattan atılacaktım. Yaptığımın karşılığı bu olmamalıydı. Bence kralımız gayet iyi bir model. Benimle aynı fikirleri taşımaması üzücü. Gerçi herhalde en doğrusunu o bilir."

Tohumları ekmeye başladığını hissediyordu ama Ashe'nin krala sadakatı konusunda herhangi bir fikri yoktu. Yine de kralla kraliçenin aynı fikirleri paylaşmadığını görmek bir gelişmeydi.
"I know your anger, I know your dreams
I've been everything you want to be"
Image
► Show Spoiler

Re: [Shisha Shøge] Şatoda Bir Avare

#14
Kraliçe Ashe, sözlerini dinliyor ve aynı zamanda sözlerin ilerledikçe ellerinin de daha aşağıya indiğini gözlemliyor. Sen aşağıya indikçe koltuğa daha çok yayılan kraliçe, tekrardan söze giriyor. "Seninle çoğu konuda aynı fikirde olduğumu söyleyebilirim. Ama ben kendimi bu ülkeyi tek başıma yönetmeye uygun görmüyorum. Bunun birden fazla sebebi var ama şu an vaktimi bununla harcamak istemiyorum. Aslında vaktimi harcamak istediğim başka bir şey var." Kraliçe, sütyeninin içine doğru götürdüğün ellerini okşamaya başlıyor ve daha da aşağıya çekiyor. "Belki bazı şeyler bekleyebilir." Ellerinle hayatında asla hissedeceğine ihtimal vermediğin iki şeyi hissettiğin anda Kraliçe Ashe ayağa kalkıyor ve etrafa bakındıktan sonra sana dönüyor. "Biraz da vücut masajı yapmaya ne dersin? İşlerim belki bir iki saat daha bekleyebilir."

Kraliçe, hemen bulunduğunuz odadan yatağın olduğu odaya doğru ilerliyor ve sen de onun arkasından gidiyorsun. Kraliçe Ashe yatağın yanına geldiğinde altındaki pantolonun düğmelerini açıyor ve yavaşça yere indiriyor. Artık sadece iç çamaşırıyla kalmış olan kraliçe yatağın üstündeki yorganı kenara çekip yatağa sırtüstü uzanıyor. "Masaja istediğin yerden, istediğin şekilde başlayabilirsin. Tamamen sana bırakıyorum." Kraliçe tam olarak kendini hazırlamışken bir anda yatakta oturur pozisyona geçiyor ve "Bir dakika, bunu unutmuşum." dedikten hemen sonra sütyenini çıkarıyor ve yataktan yere doğru bırakıyor. Artık az önce dokunduğun şeyleri görebilir hale geliyorsun. Kraliçe tekrar uzanır pozisyona geçiyor ve seni bekliyor. O sırada tekrardan konuşmaya başlıyor.

"Kralımız iyi niyetli bir insan, her konuda bana destek oluyor ve benim fikirlerimi önemsiyor. Ama bu iyiliği sadece bana değil, tüm vatandaşlarına gösteriyor. Onunla bugüne kadar hiçbir zaman idam konusu ciddi bir şekilde konuşulmadı. Belki de bu konuyu gelip sen açmalısın. Eminim senin fikirlerini de önemseyecektir. İstersen masajın bittikten sonra beni şatoya sen bırakabilirsin. Onunla konuşmanı sağlarım." Kraliçe sözlerini bitirdikten sonra aniden hatırladığı bir şeyi daha belirtiyor. "Çantamın içinde masaj losyonu var. Onu da kullanırsan çok sevinirim. Çantamı salona bıraktım. Getirebilir misin?"

Re: [Shisha Shøge] Şatoda Bir Avare

#15
Kraliçenin çantasını almaya gitmişti Shisha. Aklındaysa ilginç türden bir soru vardı. Bu kadın günlük hayatında neden çantasında masaj losyonu taşıyordu? Çok kafasına takmamaya çalışıyordu çünkü çantasında daha ilginç eşyalar taşıyan kadınlarla birlikte olmuştu. Tabi, bunlardan bahsetmenin ne yeri ne zamanı. Vakit işe koyulma vaktiydi. Kraliçenin oldukça pahalı duran çantasının içini karıştırmaya koyuldu. Losyonu olup içeri, yatağa dönmesi gerekiyordu ama doğuştan meraklı bir kişiliğe sahipti. Çantanın içini iyice karıştırmıştı. Bunu yaparak nereye varmayı hedefliyordu bilinmez. Belki de sadece kraliçenin nasıl bir insan olduğunu çantasının içindekilerden anlamaya çalışıyordu. Ne de olsa kadın hakkında daha fazla bilgiye ihtiyacı vardı. Oldukça yakınlaşmış gibi gözüküyorlardı ama bu yeterli değildi. Çanta karıştırma işi bitince kravatını çıkarıp yere fırlattı. Ardından lavaboya girdi.

Bir süre elindeki losyonu inceledi. "...ithal mi ki la bu?" üzerinde bilmediği, hatta daha önce hiç görmediği bir alfabeyle yazılmış cümleler vardı. Bir süre aynada kendisine bakarken aklından geçen tek şey kraliçeyi şatoya bırakıp içeri girecek olduğuydu. Kralla aynı gün içinde ikinci kez karşılaşacak ve kraliçeye söylediklerini ona da söyleyecekti. Belki her fikrinde Ashe ile konuştuğu kadar kesin konuşmayacaktı ama yine de oldukça kararlı cümleler kuracaktı. Daha fazla zaman kaybetmeden Ashe'nin yanına gitti ve sesini çıkarmadan kraliçenin rica ettiği şekilde masaj yapmaya başladı.

İşlerin bir gün içinde buralara kadar gelmesini beklemiyordu. Kralın içinde bulunduğu durumu düşünüp ister istemez gülmeye başladı. Tam da bu olayın üzerine kralın karşısına çıkacak olmak da ayrı bir komediydi. Ateşli olmaktan çok komik bir hal almıştı bugün. Bu masaj zımbırtısıyla da daha fazla zaman kaybetmeye gerek yoktu hatta. Bir süre sonra losyonu bir kenara fırlattı ve iyice sokuldu kraliçenin yanına.

Şatoya döndüklerinde anlatacaklarına karşılık kralın ne söyleyeceğini kestiremiyordu. Ufaktan da olsa ciddiye alınmadan yollanacak olma korkusu vardı içinde.
"I know your anger, I know your dreams
I've been everything you want to be"
Image
► Show Spoiler

Re: [Shisha Shøge] Şatoda Bir Avare

#16
Kraliçenin çantasını incelerken içinde sadece bir tane değil, tam olarak yedi tane farklı losyon kutusu bulunduğunu fark ediyorsun. İçlerinden birini alırken gözüne çantada bulunan bir yüzük takılıyor. Bu altın yüzüğü incelediğinde üstüne "Afumo" yazısının işlenmiş olduğunu görüyorsun. Yüzüğü çantaya geri koyuyor ve masaj losyonunu alıp önce lavaboya gidiyor, sonra da kraliçenin yanına dönüyorsun. Kraliçe kapıdan girdiğin anda elindeki losyon şişesine göz ucuyla bakıyor ve "Gül kokulu olanı almışsın, güzel seçim." diyor. Masaj losyonuyla bir süre oyalandıktan sonra Kraliçe Ashe'nin yanına uzanıyor ve kraliçe losyon ile kaplanmış olan vücudunun kontrolünü tamamen sana bırakıyor. Kraliçe Ashe'nin verdiği hazzı daha önce birlikte olduğun kimseyle yaşamamış olduğun fikri birlikte olduğunuz süre boyunca aklından çıkmıyor. Bir süre sonra sen de kendinden geçiyorsun ve kaç saniye, dakika, saat, gün, yıl, asır geçti fark etmiyorsun. Gözlerini açtığında ise sadece 1 buçuk saat geçtiğini anlıyorsun.

Ter içinde ve nefes nefese yanında yatan Ashe sana dönüp sağ yanağını nazikçe okşuyor. "O neydi öyle. Daha önce kimseyle bu kadar zevk aldığımı hatırlamıyorum." İyice sana doğru dönüyor ve sağ bacağını senin bacaklarının üstüne atıyor. Birkaç kez yavaşça boynunu öpüyor ve sonrasında sağ yanağını okşamaya devam ediyor. Gözlerinin içine büyülenmiş gibi bir ifadeyle bakıyor ve konuşmaya devam ediyor. "Bu son olmaz, değil mi? Bence daha farklı şeyler de deneyebiliriz. Haftaya ne dersin? Bu hafta çok meşgulüm ancak önümüzdeki haftaya bir şeyler ayarlayabilirim." Kraliçe Ashe'nin şatoya gitmek istemediğini hal ve hareketlerinden anlayabiliyorsun. "Hatta yorulmadıysan..." Kraliçe, ellerini senin vücudunun alçak taraflarına doğru yönlendirmeye ve seni okşamaya başlasa da birkaç saniye içinde hareketlerini sonlandırıyor ve "Bunu çok isterdim ama hava da kararmaya başladı, bir dahaki zamana diyelim." diyor. Kraliçe yavaşça doğruluyor ve yataktan kalkıp kıyafetlerini giymeye başlıyor. Sana da kıyafetlerini giymen gerektiğini belirtiyor ve böylelikle sen de kalkıp giyiniyorsun. Çok beklemiyor ve giyindikten hemen sonra binadan çıkıyorsunuz.

Havanın kararmasıyla birlikte doluşan sokaklarda dikkat çekmemeniz gerektiği için Kraliçe Ashe yoldan geçen rastgele bir taksiyi çeviriyor ve durduğu anda hızlıca arka koltuğa geçiyor. Senin de ön koltuğa binmeni ve taksi şoförünün dikkatini kendine çekmeni söylüyor. Kraliçe'nin emri üzerine denileni yapıyor ve ön koltuğa oturuyorsun. Taksi şoförüne Poshotatumi Şatosu'na gideceğinizi söylüyorsun. Taksi şoförü yol boyunca arka koltukta oturan bayanı Kraliçe Ashe'ye ne kadar benzettiğini söyleyip duruyor ve bunu her belirttiğinde konuyu değiştirip sohbete girişiyorsun. Kısa bir yolculuğun ardından şatoya varıyorsunuz. Kraliçe arkadan taksiciye ücreti uzatıyor ve arabadan iniyorsunuz. Kraliçe Ashe, indiğinde sana dönüyor ve "Ulusal televizyon kanallarına ve haberlere çıkmamayı tercih ediyorum. Halka çok gözükmediğim için tam olarak ben olup olmadığımı anlayamıyorlar. Gördükleri fotoğraflardan benzetebiliyorlar ne yazık ki."

Önce şatoya giriyor, sonra da Kral Toshohe'nin odasına giriyorsunuz. Kral, odaya girdiğinizi gördüğü anda gözlerini Ashe'ye doğrultuyor, ayağa kalkıyor ve yanınıza kadar gelip Ashe'yi kucaklıyor. Aralarında etkinlikte neler olduğuna dair küçük bir muhabbet geçtikten sonra Kraliçe Ashe, Kral'a anlatmak istediğin bazı şeyler olduğunu belirtiyor. Kral Toshohe pür dikkat seni dinlemeye hazırlanıyor ve Kraliçe Ashe'ye anlattıklarını Kral'a aktarıyorsun. Kral, dediğin her şeyi dinledikten sonra sana fikrini kısa ve öz bir şekilde belirtiyor. "Kısasa kısas sistemini insanlık dışı buluyorum, diyebileceğim başka bir şey yok. Hayallerini yıktıysam üzgünüm. Kim bilir, belki bir gün devrimci olur ve kendi fikirlerini uygulamaya koyulursun. Sen yine de bu işlere girişme ve biraz kitap oku derim, eminim yardımı dokunacaktır." Kral, sana verdiği cevaptan sonra oluşan kısa sessizliği bir soru sorarak bozuyor. "Bana söylemek istediğin başka bir şey var mı? Var ise vaktim bol, dinlerim."

Re: [Shisha Shøge] Şatoda Bir Avare

#17
Bir buçuk saat sonra yatakta halsiz bir vaziyette uzanıyordu. Ashe'nin dedikleri bir kulağından girip öbüründen çıkıyor gibiydi. İçinde bulunduğu durumun ciddiyetini iş işten geçtikten sonra anlamıştı. Önce harekete geçip sonra düşünen insanların kötü yanıydı bu. Bu durumdan kurtuluş yoktu. Ancak, anladığı kadarıyla Ashe devam etmek istiyordu bu içinde bulundukları ilişkiye. Belki de sadece yatakta devam etmek istiyordu. "Battı balık yan gider" diyerek kabul edecekti Shisha. Krala yakalanma riskleri de vardı ama uzun dönemde bu yasak ilişkinin meyvelerini yiyebilirdi. Zor kısmı atlatılmıştı.

Taksiye bindiklerinde kraliçenin ricası üzerine yol boyunca taksiciyi oyalamıştı. "Ayak topu? Tabi, başka işim yoktur zaten benim! Evden maça maçtan eve. Neydi o çocuğun adı bilirsin abi sen şimdi kesin. Var ya o- raket gibi ayağı var insafsızın hani!"

Ne dediği hakkında zerre fikri yoktu. Tüm gününü yalanlar üzerine kurmuştu zaten. Birkaç tane daha söylese bir şey kaybetmezdi. Çok uzun sürmeyen bir yolculuk sonrasında taksiden inme vakti gelmişti. Kısa bir süre sonra da kendisini o gün ikinci kez şatoda ve kralın karşısında bulacaktı. Ashe'ye anlattığı şeyleri şehvet faktörünü dışarı çıkararak anlatacaktı.

Kralın karşısına geçtiğinde ilk karşılaşmalarına kıyasla bir hayli rahattı. Belki de açık şekilde kraldan daha üstün olduğunu düşünüyordu Shisha. Ne de olsa kraliçeye kral kadar Shisha da sahipti artık. Bir süre boyunca da öyle olacaktı. Babası bunu duysa herhalde kendi icabına bakardı artık Shisha'nın. Shisha, kraliçeye anlattıklarını birer birer krala da aktardı. Aldığı karşılık tam anlamıyla beklediği gibiydi. Reddetmeyi geç, üzerine bir de iğneleme yapıyordu kral aklınca. Eşek tecavüzlerini insanlık dışı bulmuyor, tecavüzcülerin idamını insanlık dışı buluyordu uluyücebüyükefsanebilgin kral.

"Hayır kralım. Söylemek istediğim başka bir şey yok. Görüyorum ki bu konuda düşünceleriniz oldukça kesin. Zorlayıp keyif kaçırmak yanlış olur. Söylediklerinizi de dikkate alacak ve bundan sonra gazete okumak yerine daha çok eski efsaneler ve romanlara yöneleceğim. Böylece ülke gündemini takip etmeyecek ve güle oynaya mükemmel bir ülkede yaşadığıma kendimi inandıracağım."
Ardından kralın söylemek istediğini anlamamış gibi kafasını kaşıdı.

"...yani demek istediğiniz buydu- buydu ise yani eğer." Son bir kez daha gülümseyecek ve kralı selamlayacaktı. Sonra şatodan ayrılacak ve söve söve evin yolunu tutacaktı. Bir yandan da bir güne ne kadar fazla şey sığdırdığını düşünecekti.
"I know your anger, I know your dreams
I've been everything you want to be"
Image
► Show Spoiler

Re: [Shisha Shøge] Şatoda Bir Avare

#18
► Show Spoiler
Krala soktuğun lafların ardından kapının yolunu tuttuğunda arkandan Kral Toshohe'nin Kraliçe Ashe'ye "Bir de Dusha özgür bir ülke değil derler, güleyim bari." dediğini duyabiliyorsun. Şatonun içinde yürürken şatonun mimarisine göz gezdiriyorsun. Koridorda geçmiş kralların son üçünün fotoğrafı, geri kalanların ise çizilmiş portresi olduğunu görüyorsun. Her biri altın işlemeli çerçevelerle sırayla duvara asılmış. Her birinin ismi kabartmalı olarak büyük harflerle yazılmış. Her birinin hikayesini anlatan paragraflar övgülerle süslenmiş. Aralarından çocukluğunda adını çok duyduğun bir krala rastlıyorsun. Bu portre, Değişim Çağı'nın en önemli krallarından biri olan Kral Metohu'nun portresi. Günümüzde her ne kadar başardıkları ve yüce bir savaşçı oluşuyla bilinse de çocukken okuduğun bir gazeteden kendisinin birçok kadına tecavüz etmiş ve önemli devlet adamlarını öldürtmüş bir adam olduğunu ve okuduğun gazetenin yazarlarının kısa süre sonra tutuklandığını hatırlıyorsun. Ülkenin genel durumu tekrar gözlerinin önüne geliyor.

Sokakta yürürken loş sokak lambalarının altında gezen insan kalabalığına göz gezdiriyorsun. Hemen solundan geçen bir adam yere tükürüyor ve yanındaki arkadaşına "Dayağı hak etti moruk, ne yapayım?" diyor. Sağ tarafında bulunan bir gazinonun içinde piposunu tüttüren bir adam, yoldan geçen ve küçük yaşta olduğunu tahmin ettiğin bir kızdan gözlerini ayıramıyor. Adamın ağzını okuduğunda "Offfff, mala bak be." dediğini anlayabiliyorsun. Arkandan bir erkek çığlığı duyuyorsun ve refleks ile arkana dönüp baktığında "Şu kadın beni elledi!" dediğini duyabiliyorsun. Etrafındaki insanlar gülmeye başlıyor ve yollarına devam ediyorlar. Sen de olayların yatıştığını görünce yoluna devam ediyorsun. Etrafın sesini kısacak gücün olmadığından en azından görmemeyi tercih ediyor ve akşam karanlığında dalgalanan Dusha bayrağına gözlerini dikip yoluna devam ediyorsun.
Off Topic
Konu sonlanmıştır.

Ödüller:

Shisha Shøge
• 50 IP
Locked

Return to “Poshotatumi Şatosu”

cron