"Geleceğimize sahip çıkacak yeni nesiller, hepinize merhaba! Sizler seçilmiş kişilersiniz. Barındırdığınız potansiyel usta eller altında olgunlaşıp insanlığın bir üst evreye geçmesini sağlayacak. Sizler insanlığın yarınısınız ve yine sizler her şeyi bilmelisiniz. Bunu kesinlikle hak ediyorsunuz. Adım adım gidelim, adım adım kavrayalım. Öncelikle bulunduğumuz toprak parçası bir kıta. Kendimizi bildik bileli burada yaşıyoruz fakat başka kıtalar da var. Kendilerini Bildiler bileli orada yaşayan insanlar var." Ekranda bir anda haberci ekibi gibi bir ekip gösteriliyor. Kameralar falan var üzerlerinde. Ortadaki manzara çok garip. Lüks tren içi gibi ama camdan dışarısı mavi ve beyaz. Sonradan anlıyorsunuz ki, taşıt havada ilerliyor. Frum ve Ser aşkına, bu nasıl olabilir? Uçan bir taşıt mı var? O kadar ağır demir nasıl havada ilerliyor? Bu olanaksız? (Dufo'ya işlemiyor tabii.) Gerçekten de farklı bir kara parçasına iniyorlar. Farklı kıyafetli, Farklı suratlı ve saçlı insanlar var. Farklı, abuk subuk, garip dillerde konuşuyorlar. Farklı farklı evleri var. (Siz daha yeni öğrenin. Dufo gitti bile. Heyt be!) Heykelleri bile var. Sanatta da ileriler yani. Hayranlığınızı gizleyemiyorsunuz. Bambaşka bir teknoloji, bambaşka toplumlar. bir yandan da anlamıyorsunuz. Başka kıtalar nasıl var? Tek siz yok muydunuz? İlk insanların soyu değil misiniz? "Başka kıtalar nasıl var, biliyor musunuz? Çünkü gezegen adı verilen yuvarlak bir şey üzerinde yaşıyoruz aslında. Uçsuz bucaksız gibi gözüken suların üzerinde birçok toprak parçasının bulunduğu bir şey. Siz bunu kavramayı bitiremeden ikinci bomba patlıyor! "Ve yine, tek gezegen biz değiliz. Başka gezegenler de var. Ne kadar ilgi çekici, değil mi?" Herkes ağzı açık, bakışları değişik şekilde bakakalıyorlar öyle. (Dufo yaladı yuttu bunları koçum!) Ardından bir fotoğraf. Mavi ve yeşil ile dolu, üstten basık bir küre. Simsiyah arkaplanda bembeyaz noktalarla kaplı. "Bu da diğer gezegen. Adı Dünya. Etraftaki beyazlıklar da yıldızlar. Peki bunların hepsini nasıl biliyoruz? Dünya bizimle iletişim hâlinde de oradan! Hatta, en büyük destekçimizi yanıma davet ediyorum." O sırada bir adam gözüküyor. Havalı bir takım elbisesi var. Gömleği beyaz, geriye kalan her şey siyah. Kafasında ise yuvarlak ve büyük bir şapka var. Şapkada da beyaz bir şerit var. "Esenlikler diliyorum, sevgili dostlarım! Nasılsınız? Hehehehe!" İlerleyen dakikalarda Dünya'dan görüntüler görüyorsunuz. Sayısız doğal güzellik, tarım alanı, hayvanlar, binalar, toplumlar, zerre kadar anlam veremeyeceğiniz teknolojiler. En son ise en büyük destekçi olarak tanıtılan adam şunları söylüyor. "Sizin ne kadar büyük ve güçlü olabileceğinizi biliyoruz. Bu yüzden sizinle müttefik olmak istiyoruz. Size bir ütopya olma fırsatı veriyoruz. Kabul edin ve yükselin!" Yolt ekranı kapatıp tekrar teşekkür ederek yardımcısına veriyor ve bir el işareti yapıyor. El işareti ile beraber yetkililer sizi ayrı ayrı odalara koyuyorlar.
Dufo'nun girdiği odaya bir kadın giriyor. Sarışın, mavi gözlü, ince belli, uzun boylu bir kadın. Güleç bir şekilde Dufo'nun karşısına oturuyor ve kağıt kalem alıp soruyor. "Dufo'cuğum, umuyorum son yaşadıkların sana ağır gelmemiştir. Sen çok özel birisisin. Sana bir şey olsun istemeyiz. Lütfen bana aklından ve kalbinden geçenleri anlat. Merak ediyorum seni." Kadın çıplak bacaklarını üst üste atıp gözlerinin içine bakıyor. Tabii, sen o sırada bacaklara mı yoksa dekolteye mi bakıyorsun, ben bilmem!
Off Topic
Esenlikler dilerim, bu konuda GM olarak ben, yani Hiperyus ile ilerleyeceksiniz. Pasiflik süresi 3 gündür.